İstanbul Ticaret Borsası

               

  • HABERLER
  • VIII. TÜRK DENİZ TİCARETİ TARİHİ SEMPOZYUMU
Başvuru Yapan: Gerçek Kişi

4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu gereğince istediğim bilgi veya belgeler aşağıda belirtilmiştir. Gereğini arz ederim.


T.C. Kimlik No (*)

:     


Ad Soyad (*)

:     


E-Posta (*)

:     


Telefon (*)

:     


Faks (*)

:     


Geri Dönüş Tercihiniz

:    


Adres (*)

:     



İstenilen Bilgi / Belge (*)

:     


(*) Zorunlu alanların doldurulması gerekmektedir.

Başvuru Yapan: Tüzel Kişi

4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu gereğince istediğim bilgi veya belgeler aşağıda belirtilmiştir. Gereğini arz ederim.


T.C. Kimlik No (*)

:     


Ad Soyad (*)

:     


E-Posta (*)

:     


Telefon (*)

:     


Faks (*)

:     


Geri Dönüş Tercihiniz

:    


Adres (*)

:     



İstenilen Bilgi / Belge (*)

:     


(*) Zorunlu alanların doldurulması gerekmektedir.



    VIII. TÜRK DENİZ TİCARETİ TARİHİ SEMPOZYUMU
    (27.05.2016 . 05:40:46) (Okuma: 5269)

    VIII. TÜRK DENİZ TİCARETİ TARİHİ SEMPOZYUMU İSTİB’İN KATKILARIYLA BAŞLADI

    İstanbul Ticaret Borsası’nın katkılarıyla gerçekleştirilen 8. Türk Deniz Ticareti Tarihi Sempozyumu başladı. Deniz ticaretini aydınlatacak birçok bildirinin yer aldığı sempozyumun açılışına İstanbul Ticaret Borsası Başkan Yardımcısı İlhan Koyunseven ve İSTİB Genel Sekreteri Ali Yavuz Yiğit de katıldı. Sempozyumun açılışında bir konuşma yapan İstanbul Ticaret Borsası Başkan Yardımcısı İlhan Koyunseven, deniz ticareti ile zahire borsasının ilişkisinin tarihle beraber başladığını vurguladı.

     

    Tarihin tarım toplumu ile başladığını hatırlatan Koyunseven, insanların göçerlikten kurtulmasının ve medeniyetler kurmasının ilk adımının bu dönemde atıldığını belirtti. Böylece ticaretin gelişmesi için de şartların oluştuğunu hatırlatan İSTİB Başkan Yardımcısı İlhan Koyunseven, “Malumunuz tarih tarım toplumlarıyla başlıyor. Tarım toplumları da bizim ilgi alanımız olan zahireyi üretip, insanların göçerlikten kurtulmasının adımını atıyorlar. Bu toplumların bir sonraki adımı ise, kendilerinde fazla olan ürünü, az olan toplumlara satmaya başlamalarıdır. Bu ticaretin günümüz anlamında doğuşunun habercisidir. Peki, bu ürünler uzaktaki topluluklara en kolay nasıl iletilebiliyordu? Tabii ki deniz yoluyla… Atılan bir adımın ne kadar büyük sonuçlar doğurduğunu gösteren bir zincirleme reaksiyon. İnsanlar tarım ürünlerini ihtiyaçlarından fazla üretmeye başlıyorlar, diğer toplumlara satmak için deniz yolunu kullanıyorlar, ticaret gelişiyor, teknoloji gelişiyor, uygarlık gelişiyor, imparatorluklar doğuyor” dedi.

    Ticaretin uygarlığın doğuşuna olan katkılarından da bahseden İlhan Koyunseven, “Ambarları tıka basa zahire ile bile dolu olsa, bu gemilerde her zaman ek yükler de oluyor. Bu yükler, kimi zaman bir kitabın sayfaları arasında, kimi zaman, gemicilerin veya tüccarların zihninde, kimi zaman ise elbiselerindeki desende oluyor. Kültürden, teknolojiden, bilimden söz ediyorum. Tüm deniz yolları, dünyadaki toplumların “öteki” toplumlarla tanışmalarının da yolu olmuşlardır. Zahire ve lojistik, özellikle de deniz ticareti tarihin yönünü değiştirecek önemdedir. Tarih boyunca da sıkça bu önemi gösteren dönüm noktaları yaşanmıştır” şeklinde konuştu.  

     

    İstanbul’un fethinde zahirenin ve deniz yollarının önemine de değinen Koyunseven, “İstanbul’un fethini sağlayan önemli faktörlerden biri deniz yoluyla gelen gıda desteğinin Anadolu ve Rumeli hisarları sayesinde kesilebilmiş olmasıdır. Fatih Sultan Mehmet, karadan gemiler yürütüp fethettiğinde 50-60 binlik bir nüfusa sahip olan İstanbul, kısa süre içerisinde devlet politikalarının da etkisiyle göç almış ve nüfusunu hızla arttırmıştır. Kısa sürede artan nüfus karşısında koca bir İstanbul’u doyurmak bir sorun haline gelmiştir. Bu koca şehrin iaşesini yönetmek her dönem olduğu gibi o zamanlarda da ciddi bir sorunmuş. İşte tam da bu noktada bir deniz kenti olan İstanbul’da deniz yollarının iktisadi açıdan ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. Tabir-i caizse şehir, başta deniz yoluyla olmak üzere, ticaret eliyle adeta ikinci kez fethedilmiştir. O zamanlar İstanbul’a zahire nakliyatında kolaylık ve hız açısından deniz yolu tercih ediliyordu. İstanbul halkının ihtiyaçları için satın alınan zahire ve hububat, un kapanı tüccar gemileriyle getiriliyor, bu gemilerin yanı sıra ordunun boş olan ve üretim bölgelerinden gelen gemilerinden de istifade ediliyordu. Ayrıca yerli ve yabancı gemi sahiplerinin gemileri kiralanarak da zahire nakliyatı yapılmaktaydı.

     

     

    Boğazlar dahilinde ise, kaçak ticareti engellemek için oldukça sıkı kontroller söz konusuydu. Yapılan tüm düzenlemelerin hedefi, her ne pahasına olursa olsun İstanbul’u zahiresiz bırakmamaktı. Zahire sıkıntısı, ekmek sıkıntısı anlamına geldiğinden Osmanlılar, bu konu üzerinde hassasiyetle durmuşlardı. Sevkiyatın İstanbul’a en kısa zamanda ve emniyetle yapılması gerektiğinden, bu konuda herhangi bir aksaklık meydana gelmemesi için azami gayret gösterilir ve kiralanan gemilere yapılacak ödemeler de taşınan ürünün ağırlığı üzerinden hesaplanırdı” dedi.

    İstanbul Ticaret Borsası’nın kuruluşunun en önemli nedeninin İstanbul’un gıda ihtiyacı karşılanırken spekülasyonu engellenmesi olduğunu ifade eden Koyunseven, İSTİB’in piyasa yapıcı konumuna da dikkat çekti. Koyunseven şöyle konuştu:

     

    “İstanbul Ticaret Borsası sadece 92 yıllık bir kurum. Ancak az önce sözünü ettiğim bu geleneğin son kurumsal temsilcisi ve az önce sözünü ettiğim Unkapanı tüccarları İstanbul Ticaret Borsası’nın kurucu unsurlarıdır. İşte İstanbul Ticaret Borsası böyle bir temelin üzerine kuruldu. Biz de bugün bu yüzden buradayız. Varlığımızı borçlu olduğumuz bu şehre ve deniz ticaretine karşı olan gönül borcumuzu ödemek için sizlerleyiz. Osmanlı Devleti’nde “kanun-u kadim” diye bir kavram vardır. Bu kavram, bazılarının zannettikleri gibi, aslında “eski kanun” anlamına gelmez. Osmanlılar için kanun-ı kadim, kökü, tarihin tespit edilemeyecek kadar gerilerine kadar giden ve gelecekte de hep var olacak toplumsal sistemin tabiridir. İşte biz İstanbul Ticaret Borsası olarak, bu kavramdan hareketle davamızı sürdürmekte ve devlet büyüklerimizin başlattığı işleri devam ettirme yolundayız. O dönemlerde, düzenin koruyucu sosyal kurumları ve toplumsal dayanışma kültürü sayesinde hiçbir Osmanlı’nın gelecek kaygısı yoktu. Halk, devleti “baba” gibi görür, her zaman arkalarında ve yanlarında olduğunu düşünürlerdi. İşte bu güven ve refah ortamını sağlamak, bugün de en önemli amaçlarımızdan biri olmalıdır. Şunu unutmamalıyız ki ticaret, bizi yüzlerce yıldır ayakta tutmuş en önemli güçlerden biridir. Bizler nasıl ki tarihimize ve İstanbul’a sahip çıkıyorsak bu başarının sürdürülebilir olması için ticaretimize de sahip çıkmalıyız. Bizim tarihi meclis salonumuzda Gazi Kemal Atatürk’ün 20 Mart 1953 tarihli Konya Söylev’inden şu sözü yer alır: “Arkadaşlar, ithalattan ziyade ihracattır ki, memleketi zengin yapacak.” Hiç şüphesiz ki kalkınmamız için en ehemmiyetli unsurlardan biri de geçmişte olduğu gibi bugün de deniz ticaretidir. Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2000 yılı ve sonrası için açıkladığı rakamlara bakacak olursak, ihracatımızın yaklaşık %50’sinin bu yolla yapıldığını görmekteyiz. Şehrin karakteristik bir öğesi ve neredeyse fetihle yaşıt bir olgu olan deniz ticareti günümüzde de önemini sürdürmektedir. 2014 ve 2015 yıllarında ihracatımızın yaklaşık %55’inin bu şekilde gerçekleşmesi, deniz yollarının ekonomimiz için ileride de güçlü bir oyuncu olmayı sürdüreceğinin bir kanıtıdır.”

     

    İki gün sürecek sempozyumda ele alınan başlıca konular ise şunlar:

    Türk Denizcilik Tarihinde, Boğazlar,

    İstanbul ve Marmara, 80. Yılında Montrö ve Türk Boğazları’nın geleceği,

    Marmaray Kazıları ve İstanbul Arkeoloji Tarihine Etkileri,

    Türkiye Denizcilik Sektörünün Analizi ve Bu Sektörde İstanbul’un Yeri

    Denizciliğin Geleceği Açısından Amatör ve Sportif Denizcilik,

    Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Deniz Taşımacılığının Dünü ve Bugünü,

    İstanbul’da Deniz Ulaşımının Bugünü ve Geleceği,

    Denizcilik Eğitimi ve Denizciler,

    Kentiçi Ulaşımında Deniz,

    Türk Gemi İnşa Sanayi…





Etkinlik Takvimi
İstek, öneri, memnuniyet ve şikayetlerinizi belirtiniz.
 
       
Sektörel Sorun ve Çözüm Önerileri
       



Dijital Tarım Pazarı'na (DİTAP) nasıl üye olunur?