Dünyada sığır hayvancılığı sanayileşmiştir. Ülkemizde ise yeterince büyük işletme bulunmadığından dünya ile rekabet edilememektedir. Bu nedenle büyük işletmelerin sayısının arttırılması sağlanmalıdır.
Türkiye’deki sığır popülasyonunun sadece süt üretimine değil, aynı zamanda et üretimine de uygun olması gerekmektedir.
Et ve süt ürünleri üretim ve fiyat açısından birlikte hareket ettiğinden, hayvan üreticiliğindeki sorun bir süre sonra süt üretimine de yansıyacaktır. Bugün et sorunu yaşayan ülkemiz ileride süt sorunu yaşayacaktır. Önceki yıllarda olduğu gibi süt tozu ithal edilirse dönüşü olmayan bir yola girilecektir.
Üreticilerin kurumsal yapılarının güçlendirilmesi gerekmektedir. Üreticiyi kar zarar etme kaygısından kurtarmak üretim yapabilmesi için desteklemek gerekmektedir. Bu noktada üretici birliklerinin kurulması, kooperatifleşme sorunların çözümüne katkı sağlayacaktır. Üreticiye ürettiğini satış imkânı verildiğinde üretim devam edecektir.
Doğal ve organik üretim için teşvikler artmalıdır. Avrupa'da en temiz topraklar ülkemizde olduğundan üretilecek organik ürünlere olan talep ihracata da yansıyacaktır.
Hayvancılıkta gerçekleşen kaynak israfının önlenmesi için; gübrenin ve özellikle Kurban Bayramlarında toplanmadığı için değerlendirilemeyen yan ürünlerin, ekonomiye kazandırılması gerekmektedir. Hayvancılıktan bu gibi gelirlerin elde edilmesi, üreticiyi ekonomik yönden destekleyecek ve bu durum et fiyatlarına olumlu yansıyacaktır.
Et ürünlerinin işlenme sürecinde maliyeti arttırıcı kayıpların oluşmasını engellemek için mesleki eğitimlere ağırlık verilmesi gerekmektedir.
Hayvan yetiştiriciliğinde koruyucu hekimliğe önem verilmeli, aşılar önceki dönemlerde olduğu gibi ücretsiz olarak dağıtılmalıdır.
Ülkemizdeki kırmızı et tüketimi önceki seneden bu seneye %35 oranında azalmıştır. Bunun nedenlerinden birisi önceki yıldaki şarbon iddiasıdır. Diğeri ise sektöre yapılan olumsuz eleştirilerdir.
Ülkemizde, Dünyadaki kişi başına et tüketiminin 1/3'ü kadar et tüketilmektedir. Etin pahalı olduğu algısı ve kamuoyunda oluşan kırmızı ete karşı ön yargı, et tüketimini azaltmaktadır.
Son zamanlardaki özellikle yeni neslin koyun etinin ve sütünün kokusuna olumsuz olan yaklaşımının ortadan kaldırılması, kırmızı etin ve kuyruk yağı, sakatat gibi yan ürünlerinin sağlıklı olduğu, temel besin maddesi olarak tüketiminin insan sağlığı için zorunlu olduğu hususunda kamuoyunun bilgilendirilmesi gerekmektedir. Toplumdaki kırmızı et algısı ile ilgili kamu spotları, bilgilendirme ve reklam çalışmaları yapılmalı, Dünya Gıda Günü gibi özel günlerde bu hususlar öne çıkarılmalıdır.
Türkiye'deki hayvancılıkla ilgili güncel ve gerçek rakamları içeren bir envanter çalışması yapılması gerekmektedir. Ülkemizdeki hayvan hareketleri tam olarak izlenemediğinden rakamlar birbirini tutmamakta, üreticilerin elindeki hayvan sayısı ile resmi kayıtlar arasında yaklaşık %40 fark bulunmaktadır. Bunun için 3. Tarım Orman Şurasında sağlıklı bir envanter çıkarılması kararı alınması etkili olacaktır.
Mezbahalarda ve kırmızı et üretim tesislerinde yapılan her işlem için ücret alınması hayvancılıkla ilgili gerçek ve sağlıklı rakamlara ulaşılmasına engel olduğundan Bakanlık tarafından hayvan başına alınan bazı ücretlerin alınmaması, hayvan envanterinin gerçeğe uygun şekilde tespit edilmesinde etkili olacaktır.
Kamu, fiyat belirlemek, denetlemek ve benzeri işlemler için her zaman tarımda, hayvancılıkta etkin rol almalıdır. Ancak Et ve Süt Kurumu örneğinde olduğu gibi ithalat, alım, satım, vb. ticari faaliyet yürüttüğünde, üreticinin kamu ile rekabet edebilmesi mümkün olmamaktadır.
Marketler Yasası'nın henüz çıkmamış olması, sektör aktörlerinin rekabet gücünü düşürmektedir. Esnafın sabah 08.00 akşam 11.00, haftada 7 gün çalışan marketlerle rekabet etmesi mümkün değildir. Marketlerin çalışma saatlerinin ve alanlarının vb, yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.
Et sektöründeki teşviklerin ihtisaslaştırılması gerekmektedir. Teşvikler bölgelere ve ürünlere göre verilmelidir.
Karkas etin sınıflandırılması ve etin vasfına göre fiyatlandırılması gerekmektedir.
Perakende satışlardaki %8 KDV oranı sıkıntı yaratmaktadır. Bu nedenle perakende kırmızı et satışlarında KDV oranının %8’den, %1'e düşürülmesi, et fiyatlarına olumlu yansıyacak, sektöre fayda sağlayacaktır.
İstanbul’da her iki yakada ürün dağıtım açısından kolayca ulaşılabilir noktalarda et hali kurulması sektöre katkı sağlayacaktır.
Mezbahalarda ve kırmızı et üretim tesislerinde bulundurulan kamu personeli veteriner hekimler geçici görevlendirme şeklinde değil, sürekli tesiste olacak şekilde görev yapmalı, işletmelerde ayrıca bir veteriner bulundurma zorunluluğu işletme maliyetlerini azaltmak için kaldırılmalıdır.
|