Atilla Sümer
“Avrupa ile yarışacak düzeye geldik ”
Gıda sektöründeki yolculuğunuz ne zaman başladı?
Yaklaşık 30 sene oldu. 1975’de üniversiteyi bitirdim, askere gittim, döndüğümde daha ağırlık verdim iş hayatına ama öğrenciyken de hem okuyor hem çalışıyordum. Bu yüzden de zaman zaman okulu aksattım ve bu yüzden işletme fakültesini birkaç yıl gecikmeli bitirdim.
Gıda sektöründe faaliyet göstermeye başladığınız o ilk yıllardan söz eder misiniz?
İstanbul’da “Yağ İskelesi” deniyordu bizim yetiştiğimiz yere. Yumurtacılık sektörünün bu günkü aktörleri Unkapanı Yağ İskelesi’nde yetişti. Nejat Ekrem Basmacı da buradan bahsederken hep Balık Pazarı ve Yağ İskelesi diye söz eder.
Yağ İskelesi’nde başlayan süreç sonra Rami’de devam etti sanırım?
Doğru. Unkapanı’nda başladık biz mesleğe ama sonra oralar istimlak oldu, çarşı kapatıldı ve Rami’ye geldik, 30 sene de burada çalıştık. Yaklaşık 1-2 senedir Rami de boşaldı neredeyse, 3 5 firma kaldı burada faaliyet gösteren. Onlarda yakında dağılır. Büyük kısmımız Mega Center’a geçtik.
Yumurtacılık sektöründe uzun yıllar faaliyet göstermiş bir tüccar olarak, sektörün sorunlarına değinir misiniz?
Yumurtacılık sektöründe elbette bir takım sıkıntılar var, olmaz mı? Ancak son 10 yılda sektörün önemli bir ilerleme ve gelişme kaydettiği de bir gerçek. Avrupa ile yarışacak teknolojimiz ve kümeslerimiz var artık. Eskiden aşı bile sıkıntıydı ve yurt dışından getiriyorduk ama artık bunu da aştık. Şükür şimdi Avrupa ile yarışır düzeydeyiz. Tavukçuluk gelişti, bu da haliyle sektöre olumlu yansıdı. İran, Irak Suriye gibi ülkeler sürekli bizden yumurta istiyor. Bunun gibi gelişmeler yumurta üreticilerine, özellikle Konya, Çorum, Balıkesir, Manisa gibi bölgelerde tavukçuluğun büyümesi ve gelişmesine zemin hazırladı.
GDO’lu yemler ile ilgili sıkıntılara değinelim mi?
Yumurtacılık sektöründe ne kadar İSTİB Meclis Üyesi Atilla Sümer, Yumurtacılık sektöründe özellikle son 10 yılda büyük bir gelişim yaşandığına dikkat çekerek, “Avrupa ile yarışacak teknolojimiz ve kümeslerimiz var artık. Eskiden aşı bile sıkıntıydı ve yurt dışından getiriyorduk ama artık bunu da aştık. Tavukçuluk gelişti, bu da haliyle sektöre olumlu yansıdı. İran, Irak Suriye gibi ülkeler sürekli bizden yumurta istiyor” dedi.
Mevsimlerin yumurta fiyatları üzerindeki etkisine değinelim mi?
Okulların açılması kapanması, yaz ve kış ayları hep bunlar yumurta fiyatları ve satışını etkileyen gelişmeler. Çünkü bir çocuğun beslenme çantasının olmazsa olmazıdır yumurta. O nedenle okullar açılınca yumurta satışları artar bu da fiyata yansır haliyle. İlerlersek ilerleyelim sorunlar var ve var olmaya devam edecek. Geçtiğimiz sene GDO’lu yemler nedeniyle oldukça ciddi sorunlar yaşandı. 8-10 sene öncesini hatırlarsanız kuş gribi sorunu çıktı ki bu yüzden milyonlarca tavuk itlaf edildi. Sektör çok ağır bir darbe almıştı o zaman. Hala boş duran kümesler var şu anda bile ama büyük ölçüde kendini toparladı sektör.
Satışa sunulan ama bizde çok tüketilmeyen likit yumurta üretimi ile ilgili ne söylersiniz?
Nasıl pastörize sütler var kabın içinde satılıyor. Yumurtalar da sıvı halde bu tür paketlerin içinde satışa sunuluyor.
Bu sağlıklı mı peki?
Sağlıklıdır tabi. Avrupa’da yaygın bu. Ağırlıklı olarak ağır sanayi de üretim yapan firmalar kullanıyor bunu. Bisküvi fabrikaları, pastane zincirleri olan firmalar kullanıyor bu pastörize yumurtaları. Aslında bunu tercih etmelerini şu yönden çok mantıklı buluyorum; yumurtanın sadece akını ya da sarısını kullanacaksın. Yumurtaları tek tek kırıp bunların akını sarısını ayırmakla uğraşmak hem zaman hem de iş gücü kaybı, bunun önüne geçmek için pastörize yumurta kullanmak iyi fikir çünkü bu tür yumurtalar da ak ve sarıyı farklı kutularda satışa sunuyorlar.
Ülkemizde yumurta tüketimi çok da yaygın değil sanırım?
Ülkemizde yumurta oldukça az tüketilen besinler arasında geliyor ne yazık ki! Dünya ülkelerine ve Amerika’ya göre. Sadece sabah kahvaltısında tüketiyoruz. Biz yumurtayı dolaylı yoldan tüketiyoruz, kek ya da börek hatta köftenin içinde yeriz yumurtayı ama pişirip de yiyen sayısı çok az. Çocuklarımıza yumurtayı yedirmeliyiz. Türkiye’de kişi başına tüketilen yumurta miktarı 150 yumurta Amerika ve diğer dünya ülkelerinde ise bu rakam 200’ü buluyor.
İstanbul Ticaret Borsası’nda 52 yıl boyunca başkanlık görevini yürüten Nejat Ekrem Basmacı’nın istifasından sonra başkanlık koltuğunun sahibi ise eski yönetimde Başkan vekilliği görevini yürüten Atilla Sümer oldu. 2009 yılında devraldığı görevi başarıyla sürdüren Atilla Sümer, görev süresi boyunca borsa çatısı altında birçok başarılı çalışmaya ve sosyal sorumluluk projesine imza attı.
2013’de yapılan seçimler ile bayrağı Ç. Ali Kopuz’a devreden Atilla Sümer, yeni yönetimde başkan yardımcısı olarak birikimlerini yönetim kuruluna aktarıyor.
İş adamı kimliğinize ek olarak İSTİB çatısı altındaki çalışmalarınız ile de tanınıyorsunuz. Çeyrek asırlık bir zaman dilimini geçirdiğiniz İSTİB’in şimdilerde en eski üyesi olarak önem kazanıyorsunuz. Borsa’da 25 yılı geride bırakmak üzeresiniz. Bu uzun dönemi özetlemenizi istesem neler söylersiniz?
Evet, sizin de vurguladığınız üzere İSTİB’de 25. senemi doldurmak üzereyim. Çeyrek asır, dile kolay. Nejat Basmacı’dan sonra en eski üyelerden biri benim. Aynı zamanda 23 yıldır da TOBB’un delegesiyim. İSTİB’de şu an benim yaşımda ve benim kadar eski başka bir üye yok. 1989’dan beri bu çatı altındayım. Bunun benim için büyük bir onur olduğunu söylemek isterim.
Sizin borsaya ilk girdiğiniz yıllardaki dönem ile şimdiki dönem arasında bir değerlendirme yapmanızı istesem…
Benim borsaya girdiğim o ilk zamanlar 40 yaşlarındaydım ve ben en genç üyeydim çünkü diğer üyelerimizin yaş ortalamaları oldukça yüksekti. Eskiden İSTİB oldukça dışa kapalı bir duruş sergiliyordu. Şimdi ki gibi kendini rahatlıkla ifade eden, iletişimi güçlü bir yapı içinde değildik. Üyelerimiz bazen, ‘sahi Borsa’nın yeri nerede, gelmek istesek nasıl ulaşacağız?’ diye sorarlardı. Düşünün artık kendi üyelerimiz bile adresimizi bilmezlerdi. İşte bunun gerekçesi de üyelerin yaş ortalaması olabilir. Ancak şimdiki yönetim aktif, başarılı ve geleceğe yönelik çalışmalar yapıyor. Sosyal sorumluluk da dâhil olmak üzere pek çok başarılı projeye imza attık ve çalışmalarımız devam ediyor.
İmza attığı birçok sosyal sorumluluk projeleri ile de gündeme geliyor İSTİB. Bununla ilgili değerlendirmeleriniz neler?
Borsamız bu konuda son derece duyarlı bir duruş sergiliyor. 2011 yılındaydı yanılmıyorsam. Başbakanımız Sayın Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde başlatılan bir kampanya vardı. Somali ve açlık tehlikesi yaşayan diğer Afrika ülkeleri için destek kampanyası organize edilmişti. İstanbul Ticaret Borsası olarak bizde Somali’ye 1 Milyon TL. Bağışlamıştık. Bunun dışında son dönemlerde engelli vatandaşlarımızın iş gücü piyasasına dâhil olmalarını sağlayarak ekonomik ve sosyal yönden güçlendirilmesini amaçlayan “Engelleri Aşan Girişimciler’’ projesini hayata geçirdik İSTİB olarak. Eğitime ve gençlerin gelişimine önem veren borsamız bu bağlamda bir diğer sosyal sorumluluk projesini daha hayata geçirdi. Kadıköy Anadolu Erkek İmam Hatip Lisesi’ne kütüphane yaptık.