İstanbul Ticaret Borsası

            

  • BAŞARI HİKAYELERİ
  • MEHMET ERKAN ÖZEFE
Başvuru Yapan: Gerçek Kişi

4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu gereğince istediğim bilgi veya belgeler aşağıda belirtilmiştir. Gereğini arz ederim.


T.C. Kimlik No (*)

:     


Ad Soyad (*)

:     


E-Posta (*)

:     


Telefon (*)

:     


Faks (*)

:     


Geri Dönüş Tercihiniz

:    


Adres (*)

:     



İstenilen Bilgi / Belge (*)

:     


(*) Zorunlu alanların doldurulması gerekmektedir.

Başvuru Yapan: Tüzel Kişi

4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu gereğince istediğim bilgi veya belgeler aşağıda belirtilmiştir. Gereğini arz ederim.


T.C. Kimlik No (*)

:     


Ad Soyad (*)

:     


E-Posta (*)

:     


Telefon (*)

:     


Faks (*)

:     


Geri Dönüş Tercihiniz

:    


Adres (*)

:     



İstenilen Bilgi / Belge (*)

:     


(*) Zorunlu alanların doldurulması gerekmektedir.

    Mehmet Erkan Özefe

    İSTİB Yönetim Kurulu Üyesi ve 17. Et Meslek Komitesi Üyesi Mehmet Erkan Özefe ilgili bir yazıya, en çok sevdiği yazar olan Nurettin Topçu’dan bir alıntıyla başlamak doğru olur.

     

     

    “Bunca sefaletin” diyor Nurettin Topçu, “barındığı bir dünyada yaşamak, şüphe yok ki çetin bir   imtihandır… İnsanın böyle bir imtihanı vermeye mecbur oluşudur… Hayat mektebine başlarken onun imtihanını vermeyi de, ister istemez kabul ediyoruz.’’ Bu sözlerin gereğini belleyip koskoca bir ömrü hiç bitmeyen bir imtihan süresi gibi gören Mehmet Erkan Özefe, 1946 yılında Erzincan’ın Kemaliye (Eğin) ilçesinin Başarı köyünde dünyaya gelmiş. İlkokulu köyünde, ortaokulu Kemaliye’de okuyan Özefe, 1960 ihtilali sonrası İstanbul’a gelerek İstanbul Erkek Lisesi’ne girmiş. Özefe, İstanbul’a gelişinin hem eğitiminde hem de hayatında çok önemli bir dönüm noktası olduğunun altını çiziyor. Kültürel altyapısının ve hayata bakışının temellerinin bu dönemde atıldığını kaydeden Özefe’nin hayatına tam da bu dönemde Nurettin Topçu girer ve onun öğretmeni olur. Özefe, Topçu’yu şöyle anlatıyor:

     

    Topçu’nun etkisini üzerim de hep hissettim

     

    “Öğretmenim, değerli düşünür Nurettin Topçu’nun etkisinde edindiğim değerleri ve doğruları rehber edindim. Lise yıllarımda öğrencisi olma şansını yakaladığım felsefe öğretmenimiz, değerli düşünür Nurettin Topçu’nun üzerimdeki etkisini daha sonraki yıllarda daima hissetmiş, hayata bakışımda etkili olmuştur. Beşer dediğimiz varlığı insan yapacak birçok değeri onun kişiliği ve anlatımlarından örnekler alarak hayatıma yansıttım. Bugün yaşadıklarım için geriye bakıp ‘’keşke’’ demiyorsam hocamın   etkisinde edindiğim değerleri ve doğruları rehber edinmiş olmamdandır. Hülasa merhum Topçu’nun baş tarafta zikrettiğim söylemlerini anlamaya çalışarak, hayat mektebine başlayıp, imtihanlarını başarmak için gayret sarf ettim.”

     

    Bir yandan üniversite, bir yandan kasap tezgâhı

     

    Hem liseye hem de üniversiteye devam ederken ticaretten kopmayan Özefe, yaz tatillerinde babasının kasap dükkanında çalışmaya başlamış. Özefe, “Sütlüce Mezbahası’nda toptan et ticareti yapan bir firmada çalışmak suretiyle farklı bir pencereden hayata bakmayı öğreniyordum” diye anlatıyor o yılları. Ancak üniversiteden mezun olunca öğretmenliğe başlamış. Böylece kasap dükkanında başlayan süreç  sınıf tahtasının önünde devam etmiş. Özefe, o yılları şöyle anlatıyor: “Öğretmenliği severek ve içtenlikle yaptığımı söyleyebilirim. Bu sevgi ve içtenlikli çalışmanın semeresi olacak ki, öğrencilerimin bugün benim için gurur kaynağı olduğunu görüyorum. Çok iyi mevki ve makamlarda bulunan bu insanlarla karşılaşmak anlatılmaz güzellikte duygular hissettiriyor.”

     

    Memuriyetten ticarete

     

    Ancak Özefe bir süre sonra memuriyetten ayrılarak müşteri temsilcisi ve pazarlamacı olarak çalışmaya başlar. Daha sonra kendine ait bir firma kuran Özefe, toptan et ticaretine başlayarak babasının sektörüne de dönüş yapmış olur. Özefe, “Örnektepe’deki et depomda ticari faaliyetlerimi yürütürken, sektörümüzde faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları ile ilişkiler kurarak mesleki sorunlara taraf olarak ticari faaliyetimin yanı sıra bu alanda da çalışmalara başladım” diyerek, cemiyet çalışmalarına nasıl adım attığını aktarıyor. İstanbul Kasaplar Odası ikinci dönem kuruluşunda görev alarak, 8 yıl çalışmalarına iştirak eden Özefe, “İnanıyorum ki STK’larda yaptığımız hizmetler, bizim dışımızda da muhataplarına eriştikçe değer kazanarak, bizleri de değerli kılacak ve güçlendirecektir” diye konuşuyor.

     

    Ticaret Borsası, ticaretin mutfağıdır

     

    Mehmet Erkan Özefe, sektörün sorunlarının çözümüne ve gelişimine hizmet etmek için sürdürdüğü çalışmaların son noktasının İstanbul Ticaret Borsası olduğunu anlatıyor. Özefe bu konuda şunları söylüyor: “Bu anlayışla sektörümüzün bütününe yakınının temsil edildiği İstanbul Ticaret Borsasında seçimlere katılarak hizmet alanımı genişlettim. Bir dönem Meslek Komitesi ve Meclis Üyeliği yaptım. İki dönemdir Yönetim Kurulu Üyesi olarak çalışmalarımı sürdürüyorum. Ticaret Borsaları sektörel faaliyetlerin en iyi gözlemlendiği ve de ticari alandaki temsiliyeti ile de ticaretin mutfağı sayılır. Özellikle İstanbul Ticaret Borsası, Sayın  Başkanımızın TOBB’da Başkan Yardımcısı olması hasebiyle sorunların ilgili bakanlıklara aktarılması hususunda önemli bir şans ve imkâna sahiptir. Meslek Komitelerinin tekliflerinin, taleplerinin değerlendirilerek aktarılmasında etkili bir Borsayız.” İstanbul Ticaret Borsasının hem faaliyetleri, hem yayınları, hem panelleri, hem de diğer paydaş kuruluşlarla iletişimi sayesinde meslekî kararların oluşumunda etkin olduğunu ifade eden Özefe, “Bu arada Ulusal Et Konseyinde 3 dönemdir borsamızı temsil etmekte ve Konsey Denetleme Kurulu üyeliğini sürdürmekteyim. İstanbul Vilayeti ile Tarım ve Orman Bakanlığınca oluşturulan çeşitli komisyonlarda yine borsamızı temsil ediyor ve bunun da gururunu yaşıyorum”

     

    Kırmızı Et ve Ticareti Kitabı

     

    Özefe, İSTİB’in örnek çalışmalarından birinin de Kırmızı Et ve Ticareti adlı kitap çalışması olduğunu söylüyor. Kırmızı et sektörünün İstanbul özelinde bilimsel bir anlayışla analiz edildiği “Kırmızı Et ve Ticareti” kitabını hazırlayarak, sektörün ve araştırmacıların istifadesine sunduklarını kaydeden Özefe, şunları söylüyor: “Bu önemli bir çalışma oldu. Sektörümüz, Dr. Öğretim Üyesi Muhsin Öztürk, Doç. Dr. Serkan Kemal Büyükünal ve İstanbul Ticaret Borsası’nın değerli çalışanlarının oldukça titiz bir çalışma ile ortaya çıkardıkları, referans alınabilecek bir kaynağa kavuştu. Bu da benim için ayrı bir gurur vesilesidir.”

     

     

    Sektörün en önemli sorunları

     

    Kırmızı et sektörünün ivedilikle çözülmesi gereken sorunlarına da değinen Özefe, bu sorunları, “Standartların belirlenmesi, hukuki ve teknik süreçlerin daha belirgin ve işlevsel hale getirilmesi, aynı zamanda canlı materyal temini ve besi maliyetleri” şeklinde sıralıyor. Özefe, kırmızı et piyasasının ortak piyasa düzenine uyum çalışmaları bağlamında, AB uyum sürecinde “Karkas Sınıflandırması ve Derecelendirmesi Tebliğ Taslağı” hazırlanıp sektörün görüşüne sunulduğunu belirtiyor. “Ancak” diyor Özefe, “bunu tamamlayıcı bazı çalışmalar da yapılması gerekiyor. Uyulması ve uygulanması gereken teknik, idari ve hukuki kurallar belirleyecek tebliğlerin de hazırlanması gerekiyor.” Özefe, üreticilerin en önemli sorununun da canlı materyal noksanlığı ve temini olduğuna işaret ederek, “Besi hammaddelerinin teminindeki açıkları giderecek önlemler alınmalı; ancak sadece ithalat yoluyla değil, yerli üretim için kapsamlı yatırımlar yapılmalı” diyor. Süt sığırcılığından yararlanılması için bilimsel yöntemlerin belirlenip uygulanması gerektiğine dikkat çeken Özefe, “Suni tohumlama uygulamaları daha etkin ve yaygın hale gelmelidir. Sperma üretiminde yeterli ve kapsamlı yatırımlara ağırlık verilmelidir” tespitini yapıyor. Özefe, eğitimin önemi konusunda ise şunları söylüyor: “Bunlarla beraber eğitim konusu da çok önemli. Sektörde her düzeyde çalışan personel için eğitim müfredatları, saha şartları da dikkate alınarak belirlenmeli ve buna göre eğitim verilmelidir. İstihdam sürecinde kalifikasyonu sağlayabilmek için eğitimle birlikte sosyal haklarının da çalışanlara yansıtılması, üretim verimliliğine katkı sağlayacaktır.”

     

    Kayıt dışılık yanılmalara sebep oluyor

     

    Kırmızı et sektöründe kayıt dışılığının çok önemli bir olumsuzluk kaynağı olduğunu, sektörde izlenebilir ve denetlenebilir bir mekanizmanın oluşturulmasını çok önemli gördüğünü kaydeden Özefe, sözlerine şöyle devam ediyor: “Üretim aşamasından başlayarak mezbahalarda kesim işlemleri, pazarlama sürecinde ki aracıların denetim ve gözetiminin sağlanması konularını kapsayan hukuki ve operasyonel bir altyapı mutlaka oluşturulmalıdır. Kayıtdışılık sektörde ön görülebilir değerlendirmeleri boşa çıkarıyor. Bu durum zincirleme bir etki yaratıyor. Yapılan istatistikler ve bunlara dayalı tahminler, bunlara bağlı olarak gerçekleştirilen yatırım ve teşvikler isabetli olmayıp, ciddi yanılmalara sebep oluyor. Güncel olması nedeniyle 2018 yılında et tüketiminde gösterilen miktarlardaki düşüşü misal verebiliriz. Tüketimdeki düşme tamamen kayıt dışılığın göstergesidir. Bir önceki dönemde ithalatla kayıtlı ve resmi girişler, yıl ortasından sonra ithalat düşüşü nedeniyle üretimdeki kayıt dışılık, tüketimin de düşük olması sonucunu getirmiştir. Burada kayıt dışılığın diğer üretim teşvikleri ve vergi gelirlerindeki kayıplar üzerinde durmak da yetkili denetçilerin görevidir.” Buzağı ölümlerinin materyal temininde önemli kayıplara sebep olduğuna işaret eden Özefe, “Konunun bakanlık gündeminde 2018 yılı içerisinde değerlendirilerek önlemler alınması memnuniyet verici. Ancak tek başına yeterli değil. Üretimde standartlar ve teknolojinin geliştirilmesi yolunda üniversitelerle işbirliği yapılması gereklidir” değerlendirmesinde bulunuyor.

     

    Küçükbaş yetiştiriciliği teşvik edilmeli

     

    Özefe, küçükbaş üretiminde işletmenin büyütülmesinin maliyeti düşürücü ve kârlılığı arttırıcı etkisi olduğuna dikkat çekerek, “50 baş üzeri koyun veya keçi yetiştiricisinin teşvik edilmesinin, et tüketiminde çeşitlilik yaratacağı gibi büyükbaş tüketiminde de fiyat kontrol etkisi de olacaktır. Bununla beraber, küçükbaş besiciliğinde meralardan istifade edilebilmesi ve besi süresinin büyükbaşa göre çok daha kısa olması, küçükbaş besiciliği için önemli bir avantajdır” diye konuşuyor.

     

    Alternatif yem kaynakları sağlanmalı

     

    Türkiye’de meraların coğrafi konum ve iklimsel şartlar nedeniyle büyükbaş besiciliği için verimli olmadığını hatırlatan Özefe, bu nedenle üretimde temel girdi olan ve maliyetleri etkileyen yem üretimi ve temininin çok ciddi bir sorun olduğunun altını çiziyor. Özefe, bu sorunun aşılması için alternatif kaynakların araştırılmasının ehemmiyetine değinerek, “Bu konuda üniversitelerde gerekli araştırmalar yapılarak besicilik sektörüne ve ülke ekonomisine katkı sağlanması, sektörün önündeki çok büyük bir problemi ortadan kaldırabilecektir” önerisini yapıyor.

     

    Başarının şartı: Ekonomik ve sosyal kazanım

     

    Hayvancılığın gelişimini sağlamak amacıyla başlatılan kırsal kalkınma ve köye dönüş programlarında beklenilen sonuçların alınamadığını hatırlatan Özefe, “Bu programların başarıya ulaşabilmesi için kırsalda hayvancılık yapacak bireylerin ekonomik kazanç elde edebilmeleri ve sosyal yaşamlarını olumlu etkileyecek imkânlara kavuşturulması gerekir” diyor. Özefe, emek ve fedakârlıkla beslenen hayvanlardan alınan ürünleri değerlendirilebilecek pazarların oluşturulmasının da önemli olduğuna dikkat çekiyor.

     

    Pazar sorununa çözüm üretilmeli

     

    Özefe, İstanbul’da karkas etlerin pazarlanması için et borsası, et hali veya et sanayi sitesi gibi pazar alanlarının oluşturulmasının bir zaruret olduğuna değinerek, sözlerini şöyle tamamlıyor: “Büyükşehir belediyesinin et sektörünü teşkil eden toptan ve perakendeci esnaf teşekkülleriyle yaptığı çalışmalarda, İstanbul Ticaret Borsası’nın da katılımıyla İstanbul’un her iki yakası için ayrı ayrı düşünülen Pazar alanları hedeflendi; ancak çalışmalardan halen müspet bir sonuç alınamadı. Kayıtdışılığın sonlanması, sağlıklı et tüketiminin gerçekleşmesi, fiyatlarda istikrarın sağlanması için böyle bir pazar alanının oluşturulmasının gerekliliği kaçınılmazdır.”

     

İstek, öneri, memnuniyet ve şikayetlerinizi belirtiniz.
Sektörel Sorun ve Çözüm Önerileri
Dijital Tarım Pazarı'na (DİTAP) nasıl üye olunur?


Tarım ve Orman Bakanlığı (Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığı)/Kamu Spotu-2