İstanbul Ticaret Borsası

               

  • BAŞKAN'DAN
Başvuru Yapan: Gerçek Kişi

4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu gereğince istediğim bilgi veya belgeler aşağıda belirtilmiştir. Gereğini arz ederim.


T.C. Kimlik No (*)

:     


Ad Soyad (*)

:     


E-Posta (*)

:     


Telefon (*)

:     


Faks (*)

:     


Geri Dönüş Tercihiniz

:    


Adres (*)

:     



İstenilen Bilgi / Belge (*)

:     


(*) Zorunlu alanların doldurulması gerekmektedir.

Başvuru Yapan: Tüzel Kişi

4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu gereğince istediğim bilgi veya belgeler aşağıda belirtilmiştir. Gereğini arz ederim.


T.C. Kimlik No (*)

:     


Ad Soyad (*)

:     


E-Posta (*)

:     


Telefon (*)

:     


Faks (*)

:     


Geri Dönüş Tercihiniz

:    


Adres (*)

:     



İstenilen Bilgi / Belge (*)

:     


(*) Zorunlu alanların doldurulması gerekmektedir.

    Ağustos
    2018
    Kolun mu kırıldı? Üzülme, belki Allah sana kanat verecek

    ABD Başkanı Trump’ın göreve gelmesiyle ekonomik ve siyasi hayatı biçimlendiren iki sözcüklü bir kavramla tekrar tanıştık: Ticaret savaşları. Bir zamanların kural tanımayan, tek geçer kanunun güç ve silah olduğuna inanan Amerikan kovboyları tekrar geri döndü sanki. Ya da Altına Hücum nidalarıyla önüne geleni talan eden Amerikan insan güruhları tekrar hortladı. Karşılarında ise kanlarını da, mallarını da helal saydıkları Kızılderililerin olduğunu sanıyorlar. Dünyanın gözünden gerçeği kaçırmak, yeniden arz-ı endam eden vahşi taraflarını gizlemek için de masum bir isim öne sürüyorlar ve bizim ticaret savaşları adıyla maskelenen küresel kötülüklerini görmezden gelmemizi istiyorlar.

     

    Çok açık ki, zulüm isim değiştirdi ve modern zamanlarda Amerikan emperyalizminin yeni adı, ticaret savaşları oldu. Bu savaşta, muhtemel rakip olacak herkesi düşman ilan ediyorlar. Rusya’dan Çin’e, İran’dan Türkiye’ye kadar birçok ülke de bu düşman listesinin içinde… Amerikan vahşetinin en önemli silahı ise askerî değil, tam tersine ekonomik. Kendileriyle uyumlu hareket etmeyen, onların uydusu olmayan ülkeleri, bir zamanlar yaptıkları gibi askerî güçle dize getirmeyi denemiyorlar artık. Şimdi ekonomik gücü kullanıyorlar. Fabrikalarını çalışmaz, mallarını satılmaz, borsalarını işlemez, paralarını değer etmez hale getiriyorlar.

     

    Türkiye’ye de benzer bir oyun kuruyorlar. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ifade ettiği gibi Türkiye’yi kur üzerinden terbiye etmeye çalışıyorlar. Gülünç bir şey… Hiç Orta Asya’dan Avrupa’nın içlerine kadar canını atının terkisine koyup fetih aşkıyla dörtnala koşan bir millete böyle operasyonlar söker mi? Bir de gizli emellerine Rahip Brunson diye din adamı görünümlü bir ajanı alet ediyorlar. Dün FETÖ ile kolkola olan bu ajanı, derhal serbest bırakmamızı aksi takdirde yaptırım uygulayacaklarını söylüyorlar ve böyle yapıyorlar. Sanki Türkiye’yi Amerikan Genel Valisi yönetiyor, Türk mahkemelerinin başında da Amerikan yönetiminin emirlerini dört gözle bekleyen hâkimler bulunuyor. Kovboy günlerindeki vahşet adaletini burada da geçerli kılacaklarını sanıyorlar.

     

    Yanılıyorlar… Onlara İtalyan Montecucco’nun şu sözünü hafızalarına nakşetmelerini öneriyorum: “Türkler ölmeyi biliyorlar, hem de iyi biliyorlar. Ben de ölmeyi bilen bir milletin yenilmeyeceğini bilecek kadar tecrübeliyim.” Türk iş dünyasının temsilcilerinden biri olarak ben de diyorum ki, dün bu yenilmezlik, askeri alanda idi. Bugün onun yanına ekonomik alandaki yenilmezliğimizi de ilave ettik.

     

    Son olarak ifade etmek isterim ki, bu yaşanan olaylar bana 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı yıllarını ve Amerika’nın Türkiye’ye koyduğu ambargoyu hatırlattı. Türklere karşı Yunanlıların yaptığı mezalimi durdurmak için Adaya müdahale eden Türkiye’nin maruz kaldığı yaptırımlara, bazıları yok oluş diye bakmıştı. Ama o ambargo sayesinde Türk ordusunun ihtiyaçlarının yerli kaynaklardan karşılanmasının önemi anlaşılmış, yerli savunma sanayiinin önü açılmıştı. Şimdi Amerikan yönetimi bizi yaptırımla tehdit ederken, onlara Hz. Mevlana’nın şu sözlerini hatırlatmak istiyorum: “Kolun mu kırıldı? Üzülme, belki Allah sana kanat verecek.”

Etkinlik Takvimi
İstek, öneri, memnuniyet ve şikayetlerinizi belirtiniz.
Sektörel Sorun ve Çözüm Önerileri



Dijital Tarım Pazarı'na (DİTAP) nasıl üye olunur?