“Tarımda yeni bir hikâye, yeni bir girişimci nesil…”
İstanbul Ticaret Borsası başkanlık vazifesini üstlendiğimiz 2013 yılından beri sadece temsil ettiğimiz kurumun misyonu gereği değil, ülkemizin kalkınmasının temel sütunlarından biri olması sebebiyle “tarımda yeni bir başarı hikayesi yazmamız gerektiğini” dile getiriyoruz. Bunu vazgeçilmez bir sorumluluk kabul edip Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’dan Bakanlarımıza, Borsa Meclisimizden TOBB yönetimine, basın açıklamalarımızdan kamuya yönelik toplantılara kadar her mahfilde dile getiriyoruz.
Böylelikle tarım devrimini yani tarımda teknolojik dönüşümü gerçekleştirmedikçe geleceğimizin tehdit altında bulunacağını vurguluyoruz. Sözgelimi enflasyonla mücadele ederken, sadece para ve mali politikalara odaklanmamız yetmez. Zira gıda fiyatlarında istikrarı yakalamaz, bunu enflasyonla mücadelenin merkezine koymaz; gıdayı halkın yerine enflasyonu besleyen bir unsur olmaktan çıkarmazsak ayağında zincirlerle koşmak zorunda kalan bir maratoncu oluruz.
Bu sebeple Hükümetin tarım politikalarındaki büyük değişimin ve aldığı önlemlerin sahaya doğru yansıtılması, doğru uygulanması geleceğimizi şekillendirecek atılım için şart... Unutmayalım: Batılı devletler büyük ekonomik gelişmeleri ile sanayi ve teknolojik hamlelerini; önce tarımsal devrimi gerçekleştirerek yani tarım üretimini ticarileştirip verimliliği artırarak sağladılar. Türkiye de son 25 yıldır elde ettiği büyük kalkınma başarısını, tarımsal başarılarla “perçin”lemek zorundadır.
Elbette büyük zorluklar var, bunun farkındayız. Çevreyi tahrip eden sanayileşmenin, küresel ısınma ve iklim değişikliğine yol açarak, tarımı nasıl etkilediğine hep birlikte tanık oluyoruz. Ama inancımızın bize öğrettiği gibi insanla dost, toprakla dost, tabiatla dost, dünya ile dost bir imalat anlayışını yaşam ve üretim tarzı haline getirirsek, tarımda ilk adımı atmış oluruz. Her birimiz bu bilinçle hareket edersek, işte o zaman fındıktan kuru üzüme, kayısıdan zeytinyağına, oradan da hububat üretimine kadar her alanda kazanımlarımız kaybettiklerimizden fazla olur. Tarımda esen “verimlilik ve endüstriyel üretim rüzgârları” genel ekonomimizi pupa yelken yeni ufuklara taşır. Fakat evvela “Sevda-yı vatanın tarladan başladığını” sözden eyleme geçirmeliyiz. Bunun için de son meclisimizde dile getirdiğim gibi “tıpkı savunma sanayisinde olduğu gibi, tarım ve gıda sanayisine de bayraktarlık yapacak bir girişimci nesle ihtiyacımız var.”
Sözlerimi şöyle tamamlayayım: Günümüze ulaşan ilk tarım kitaplarından biri kabul edilen “Tarım Üzerine” adlı eserin yazarı Romalı senatör Cato, “Carthage delenda est” sözüyle meşhurdur. Rivayete göre bilge Cato, senatoda hangi konu hakkında konuşursa konuşsun, sözlerini mutlaka bu cümle ile yani “Kartaca yıkılmalıdır” diye bitirirmiş. Böylece diğer Romalı senatör ve yöneticiler ile halka, Roma’nın varlığının Akdeniz’in karşı kıyısında kalan ve günümüzde Tunus’ta bulunan Kartaca devletinin yıkılmasına bağlı olduğunu hatırlatırmış. Bu bilinci ve inancı yaygınlaştırmak isteyen Cato, aslında ezeli rakipleri Kartaca yaşadıkça Roma’ya huzur ve gelecek olmadığını vurgulamak istermiş.
2013’ten beri biz de aynı inanç ve kararlılıkla diyoruz ki, Türkiye bekasını teminat altına almak için “yeni bir tarımsal hikâye yazmalı, yeni bir girişimci nesil yetiştirmelidir.”