“Türkiye’nin ufuklarını yeniden inşa edeceğiz”
Bahar mevsimini tabiatın yeniden doğuşu olarak niteleyenler, uzun kış mevsiminden sonra yeni umutlarla hayata yeniden başlamanın önemine işaret ederler. Ondan daha önemlisi, neredeyse her bahar dünya yeniden kurulur, yeni ufuklara doğru yol almanın heyecanı yaşanır. Bu bahar da öyle oldu. Bu bahar, İstanbul ve Türkiye seçimlerle yeni bir İstanbul’a, yeni bir Türkiye’ye doğru yol almanın coşkusunu yaşıyor. Önce İstanbul’dan başlayalım:
İstanbul iş dünyası, baharı yeni dönem seçimleriyle karşıladı. Oda ve borsa seçimleri başarıyla gerçekleştirildi. İstanbul Ticaret Borsası olarak, 2018 seçimlerinin bugüne kadar yapılan seçimlerden önemli bir farkı vardı. İlk defa bu seçimlerde, bizim yönetimimizin aldığı bir kararla, sektörlerimizin ve üyelerimizin daha fazla komite ve meclis üyesiyle temsil edilmesi sağlandı. Hayatın her alanında adaletten ayrılmamayı ilke haline getiren bir anlayışın mensupları olarak temsilde de adaleti tam anlamıyla gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadık. Artık Meclisimizde 17 değil 27 meslek komitesi bulunuyor. Aynı şekilde meclis üyesi sayımız da 34’den 56’ya, komite üyelerimizin sayısı da 85’ten 139’a yükseldi. Allah’ın izniyle, İstanbul Ticaret Borsası’nda yüzümüzün akıyla tamamladığımız birinci dönemden sonra üyelerimizin büyük teveccühüyle ikinci döneme başladık. Küresel borsa haline getirdiğimiz İSTİB’de artık “yeni ufuklar inşa etme devrini” başlıyoruz. İstanbul’a ve ülkeye hizmet sevdalısı yol arkadaşlarımızla birlikte, üyelerimizden aldığımız güçle, Yeni Türkiye’ye yarışır yeni hizmetlerin başladığını müjdelemek isterim.
Türkiye’ye gelince; ülkemiz bu bahar çok önemli bir karar alarak, Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin hayata geçeceği seçimleri erkene aldı. 24 Haziran 2018 tarihinde hem Cumhurbaşkanımızı hem de Milletvekillerimizi seçeceğiz. Hemen altını çizeyim ki, bu seçimlerin çok büyük bir anlamı var: I. Dünya Savaşı’nın sona erdiği 1918 yılında Türkiye’yi paylaşıp parçalamak isteyenlerin bu arzularını hayata geçirme gayretlerinin üzerinden tam 100 yıl geçti. Ama bu arzuları bitmedi. Bizi kötü ve muhteris idarecilerimizin basiretsizlikleri sebebiyle Anadolu Beylerbeyliğine sıkıştıranlar, şimdi bize bunu da çok görüyorlar. 100 yıl önce tamamlayamadıkları hesaplarını şimdi bitirip bizi daha da küçültmenin, ‘manda rejimine’ sokmanın peşindeler. Meğer rahmetli Fethi Gemuhluoğlu ne kadar haklıymış. Şöyle diyordu Gemuhluoğlu:
“Tarihe dost değiliz. Coğrafyaya da dost değiliz. Coğrafyaya dost olmadığımızı göreceksiniz. Türkiye bir iç harbin eşiğindedir. Bir doğu-batı meselesi çıkabilir. Anadolu Beylerbeyliğini bile size çok görürler.”
Evet, şimdi bize yeni dikteler peşindeler. Yeni bir Sevr’e karşı çıktığımız için, yeni manda rejimlerini reddettiğimiz için Türkiye’yi cezalandırmak istiyorlar. İşte bu seçim o yüzden çok önemli… Yazımı, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın şu sözleriyle bitirirken, 24 Haziran’da Türkiye’nin ufuklarının da yeniden inşa edileceği bir sonucun çıkacağına olan inancımı sizlerle paylaşmak istiyorum:
“Bu mücadeleyi kazanırsak 2023 hedeflerimize ulaşacağız, 2053 ve 2071 vizyonlarımızı şekillendireceğiz. Kaybedersek 100 yıl önce başarılamayan bir Sevr Tezgâhı yeniden önümüze getirilecek. Tüm vatandaşlarımızın bu bilinçle meseleye yaklaşması, üslubunu, tavrını, sözünü ona göre belirlemesi gerekiyor.”