Page 53 - Sayı-45 Mayıs Haziran 2020
P. 53
TİCARET VE HAYAT
yatından eğitime kadar her alanda olabilecek değişiklikler konu- larıyla “Millî” devlet ise, zaruret; hatta mecburiyettir. “Millet” ve
şuluyor. yapılan spekülasyonların bini bir para. salgını bir komplo “ulus” kavramları gerek anlamları ve gerekse tercih sebepleri ile
olarak niteleyenlere göre, insanlığa bu tuzağı kuranların amacı, ayrışmaktadır. Millet kavramı ulusu içerir ama ulus milleti içermez.
halen sürmekte olan egemenliklerini güçlendirmek. Başka bir dilin ve kavramların temel anlam coğrafyasından uzaklaştırılması
bakışa göre küresel “güç” sahipleri arasındaki rekabetin sonucu operasyonunu onaylayan ve bunu da, safsa “asrilik”; hinse, milleti
tüm bu yaşananlar ve geleceği de galip olanlar kuracak. Medya kimliğinden uzaklaştırmak için kullananların niyetleri kuşkuludur.
kanallarından gelen ve doğruluğu yanlışlığı, gerçekliği manipülas- Elbette çok yıpratılan bir kavram “Millî”lik ama, meramımızı o ifa-
yon amaçlı olduğu şüpheli bir çok haberin ya da yalanın ortasın- de ediyor ve söyleyen dilin, terennüm edilen yüreği rengine bü-
da bir gelecek tasavvuru karmaşası yaşanıyor. Her zaman ve her rünüyor. İşte tam burada ramazan ayı giriyor devreye. Ramazan,
durumda olduğu gibi bu bahiste de insanların inanç, aidiyet ve inancımızın ve tabii ki millî kültürümüzün zamana nakşettiği en
mensubiyetleri düşüncelerine kaynaklık ve rehberlik ediyor. doğal önemli sembollerden birisi.
olan da bu. Öz değerlerini yitirmiş, memleketi kafasında tanrı gibi
gördüğü güçlere biate zorlayan, varlığı ve hayatı tanrılaştırdığı o yaşadığımız ve geçmesini umutla beklediğimiz virüs salgını za-
güçlere bağlayan “müstağrip”lerin düşünüp söyledikleri ve beden manlarında gelen ramazan ayı bize “hangi günü gördün akşam
zevklerinin, taklitçiliğin kıskacında varlığını hayvanlık düzeyinde olmamış” diyor. yalnız bedene ve maddeye değil, ruha da değer
gören yabancıseverlikle alıklaşmış kafaların hezeyanlarını bir yana vermemizi oruç eğitimiyle gösteriyor. Millet olmanın, paylaşma ve
bırakalım. Maddi ve manevi varlığı ile bu “millet” ve bu “vatan”a dayanışmanın kıymetini bu ayrı durma sürecinde de gösteriyor.
aidiyeti noktasında en küçük bir kuşku bile barındırmayan ve Tarih ve kültürümüzün bu “bilge” motifi şunları da çağrıştırıyor:
memleketi canı gibi sakınan insanların söyledikleri/söyleyecekleri Öncelik tarımda olmak üzere hayatın maddî sahasını kendi mev-
daha da bir önem kazanıyor. Çünkü, bu küresel felaket zamanları cudunuzdan hareketle ve yeni bir coşkuyla kurun. Manevî boyut
bize “yerli”liğin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi. ise ramazan gibi bir inanç ve irade kalesinin ve aynı medeniyet
Her zamanın gerçeği olan o meşhur pergel benzetmesini hatırlattı. ikliminin korunmasıyla varlığını sürdürebilecektir.
Batılı devletler ve birlikteliklerinin nasıl zaaflarla malül olduğunu, Ramazan ayı bilindiği gibi hilâlin görünmesiyle başlar. Hem sem-
ayağı yere basmayan “evrenselciliğin” toplumları nasıl bir felake- bolik, hem de somut anlamlarıyla ramazan “hilâl”ini takip edenler
te sürüklediğini gördük. Eğer siz, varlığınız kendinizle kaim bir “hilâl”in bayramına ulaşacaklardır. Evet “Hiçbir şey eskisi gibi ol-
olgu olarak kurgulayamazsanız, sözde ittifak ve destekler enikonu mayacak”, olmayabilir. Şöyle veya böyle şekillenebilir dünya, bu
sizi yarı yolda bırakacaktır. “ulus devlet”lerin güçleneceği vb söy- da mümkün. ancak, tarihte yaşanılanlar da göstermiştir ki, ge-
lemler var bu bağlamda. “ulus devlet” sözü bizi Türkiye olan bizi lenek geleceğin teminatıdır. Hele bu gelenek salt folklorik değil,
karşılamaz, tartmaz. değiştirdiğim kelimenin tam ve tüm anlam- mutlak hakikate yaslı bir gelenekse.
Mayıs-Haziran 2020 51