Page 15 - Sayı-52 Temmuz Ağustos 2021
P. 15
TEMMUZ-AĞUSTOS’21 13
İstanbul’un iktisadi ve sosyal tarihine birçok açıdan Sultanahmet Meydanı’nda ilk göze çarpan eserler
tanıklık eden mimari yapılar, şüphe yok ki şehrin Topkapı Sarayı, Ayasofya-i Kebir ve Sultanahmet
hem ticari hem de siyasi açıdan temsilini üstlenmiş- camilerinin yanı sıra dikili taşlardır. Bizans döne-
lerdir. Bu yapılar çoğunlukla bir cami, külliye, ima- minde at yarışlarının yapıldığı bu alandaki 3 dikili
rethane, çeşme, han, kasır ve kule olarak karşımıza taş anıt, hipodromu ikiye böler. Rivayetlere göre
çıksa da tarihi meydanlar da önemli bir fonksiyon yarışçılar burayı 7 kez döner ve başlangıç noktasına
gördüler ilk ulaşan da yarışı kazanırmış. Bu üç dikili anıt ara-
sında en ünlüsü olan Obelisk, milattan önce 1450
XVI. yüzyılda yaşamış Anadolu’nun büyük ozanla-
rından Köroğlu, “Meydan İçinde” adlı şiirindeki şu civarında Mısır firavunlarından birisi için yapılmış.
dizelerle meydanların nelere şahitlik yaptığını gü- 390 yılında Mısır’dan getirilmiş ve tam 31 günde
nümüze aktarmıştır. bugünkü yerine dikilebilmiş. Bugün her ne kadar
başları kopmuş olsa da medyanı süsleyen bir diğer
“İki koçak bir araya gelende sütun olan Yılanlı Sütun ise şehri haşarat istilasın-
Görelim ne işler meydan içinde dan korusun niyetiyle getirilmiş. Örme Dikilitaş ise
Kesilir kelleler boşanır kanlar 32 metre yüksekliğiyle meydana tepeden bakıyor.
Yeğin olur leşker, meydan içinde”
Meydan, şehrin en önde gelen simgelerinden bi-
Arapçadaki “geniş, açık alan” anlamıyla günümüze risi olarak varlığını sürdürürken yerli ve yabancı
ulaşan meydan, ıstılahî olarak ise sınırları belirlen- turistlerin de en uğrak mekanı arasında yer alıyor.
miş, toplumsal işlevlere sahip olan ve şehir dokusu İstanbul’u ziyaret eden herkesin mutlaka meydanı
ile iç içe geçmiş kent parçalarına deniliyor. Tari- çevreleyen yapılardan birini arka plana alarak bura-
hi ve toplumsal açıdan önemli fonksiyonları olan da fotoğraf çektirdiği vakidir.
bu mekanlar, her dönemde farklı olaylara şahitlik
ederek, içinde bulundukları şehre kimlik kazandı- TAKSİM MEYDANI
rırlar. Öyle ki şehir plancıları, bir şehri, bölgeyi ya
da yaşam alanını kurgularken evvela bir meydan Adını şehrin suyunu taksim etmek için yapılan
belirliyorlar. Hadi gelin; tarih boyunca hem günde- maksemden alan meydan, İstanbul’un en meşhur
lik yaşamın hem de bugün hala hatırlanan önemli meydanlarından biridir. Sultan I. Mahmud bölge-
olayların yaşandığı mekanlar olan İstanbul’un belli deki su sıkıntısını gidermek için Belgrad Ormanın-
başlı meydanlarına birlikte göz atalım. daki su kaynaklarını Levent-Mecidiyeköy üzerin-
den isale hattıyla İstiklal Caddesi’nin baş tarafına
SULTANAHMET MEYDANI yaptırdığı maksemden verilmesini sağladı. Şehrin
kuzeyindeki gümrah ormanlarından şehre ilk kez
Bilinen tarihi Romalılara kadar uzanan bu meydan, su getiren künkler, teraziler ve kemerler sistemi bu-
Roma ve Bizans döneminde hipodrom olarak kul- rada sona eriyor ve depolanan su, köşe başındaki
lanıldı. Meydan, günümüzde olduğu gibi geçmiş taş bir maksemden, çeşitli yönlere taksim ediliyor-
dönemlerde de şehrin toplantı, eğlence, heyecan ve
spor merkezi olarak önemini sürdürüyor. Osman-
lı döneminde ise şehzadelerin sünnet düğünleri ve
şenlikler o zaman adı At Meydanı olan bu mekanda
yapılırdı.
Bu meydan güzel anıların yanı sıra isyanlara da şa-
hitlik etti. Bunlardan birisi de 17. yüzyılda yaşanan
Vaka-i Vakvakiye ya da Çınar Vakası adlarıyla bili-
nen bir askeri ayaklanma olarak tarihe kaydedildi.
İsyancılar tarafından ölüme mahkûm edilen kişiler
meydanda bulunan büyük bir çınar ağacının dalla-
rına asıldı. Meydan ayrıca İstanbul’un 1920 yılın-
daki işgaline karşı yapılan büyük mitinglere de ev
sahipliği yaptı.