Page 50 - Sayı-52 Temmuz Ağustos 2021
P. 50

48                      TİCARET VE HAYAT




                                EKİP BİÇEN İNSANLARIN ŞEVKLERİNİ ARTIRMALIYIZ






                                Ekip biçen, çalışıp üreten insanların şevklerini arttırmak

                                millet ve devlet iradesinin ana görevlerindendir. Soyut ve

                                hayatta karşılığı olmayan işlerle, bitmesiz gevezeliklerle
                                gidenlerin yolu kapalıdır. İş başında olan ve ortaya bir şeyler
                                koyanların sözü ve konumu her zaman üstün olacaktır.

           MÜRSEL SÖNMEZ


                                Zaman akıyor ve dünya geçmişteki değişiminden   taya çıkıyor. “Durum diye bir laf var, buyurunuz
                                daha bir hızlı değişiyor. Sürekli dekoru değişen sah-  size durum/ Bu toprak çirkef oldu bu gökyüzü bo-
                                nede nerede duracağını, ne yapacağını kestiremeyen   durum” diye eleştiren Necip Fazıl’a hak vermemek
                                oyuncular gibi şaşakalıyoruz. Sahnenin bir giriş ve   mümkün mü? Tüm aidiyet ve mensubiyetlerinden
                                bir de çıkışı var ve olan biten bu aralıkta gerçekleşi-  uzaklaştırılarak atomize edilen ve yalnızlaştırılarak
                                yor. Geliş ve gidiş en önemli olaylar olmasına kar-  güdülemeye amade kılınan bir insanlık “durum”u
                                şın, gelişimizi de; mutlaka gideceğimizi de bu sahne   ile karşı karşıyayız.
                                karmaşasında unutuyoruz.
                                                                           İnsan tekinin yaşadığımız baş döndürücü ortam-
                                Yaşadığımız hayattaki gerçekten baş döndürücü   daki hali böyle iken, onun oluşturduğu toplumlar
                                olan bu değişim düşünce ve duygularımızı da sa-  başka türlü olabilir mi? Elbette olamaz. O zaman
                                vuruyor. Hayatın kadim meselelerine dair derinlik-  birey için söylediğimiz sözler toplum için de geçerli
                                li  düşüncelerden  ve  insan  hallerinin  esasını  teşkil   oluyor. Doğru dürüst eleştirisi yapılmayan yapıla-
                                eden duru duygulardan uzaklaşıyoruz. Hasılı  bir   mayan bu zamanı iyi okumak gerek. Çıkarılacak
                                bulanıklıktır almış başını gidiyor. Birey dünyamıza   bilançoya göre hareket etmek, çağın dayattığı doğ-
                                giren bir aygıt, sürekli zihnimize yağan gerekli ge-  ruları gözden geçirerek geleceğe yönelik tasavvurlar
                                reksiz çok sayıda ileti var.  Müdahil olamadığımız ve   oluşturmak durumundayız. Bilimde, kültürde, sa-
                                hayatımız üzerinde etkin olan görünmez mekaniz-  nat ve siyasette, iktisat ve hayatta kadim değerler-
                                malar var. Bu uluslar arası mekanizmalar aldıkları   den mülhem ve insaniliği ayakta tutan bir zihniyeti
                                karar ya da yaptıkları uygulamalarla yeryüzündeki   canlandırarak, hem ülkemiz hem de tüm yeryüzü
                                insanların tamamına yakını belirledikleri duygu ve   için bir ilham ışığı yakmak.
                                düşünce eksenine çekiyorlar. Bir yerlerde ortaya atı-  Binlerce yılın potasında esasları hala sağlam olan
                                lan bir değer ya da kavram görünmez bir rüzgarla   değerlere yaslanarak yürümüş ve pişmiş bir ülkenin
                                her yöne üfürülüyor.
                                                                           yaşadığı dönemsel travmaların etkisinden çıkarak
                                Bireysel dünyasında kendi halinde yaşayan insan   özgüvenine kavuşması gelecek yolculuğu için zo-
                                bu küresel rüzgarın muhatabı olduğunda o dünya   runludur. Bunun olabilmesi için de akılla, kalple ve
                                etkileniyor. Büyük tablonun bu küçük noktası de-  elle çok çalışmak gerekmektedir. Sürekli çalkantılı
                                ğiştikçe elbette tablo da değişime uğruyor.  Bir bi-  bir denizde ve fındık kabuğu gibi bir o yana, bir
                                çimde hayatın içinde etkin olan bireyin davranışla-  bu yana sallanıp savrulan bir gemide salim bir akıl
                                rı, dikte edilen doğrultuda gelişiyor. Bu da özellikle   sahibi olabilmek elbette zordur. Yaşadığımız birçok
                                tüketimde ve üretimde kendisini gösteriyor. Yönü   sıkıntı da zaten bu zihin bulantısından kaynaklan-
                                tüketmeye dönük olan bu rüzgar, hayatı tüketim   maktadır. Öz kimliğinin satırları silikleşmiş ve yö-
                                alışkanlıklarından yakalayarak değiştiriyor. Bundan   nünü müphem bir odağa çevirmiş ve iradesine değil
                                da, insan ilişkilerinden tutun, hayatın anlamına   genel akışa boyun eğmiş bir ülkede aklı ve iradeyi
                                dair düşünüş ve inanışlara kadar yeni durumlar or-  göreve çağırmak elbette zordur. Buna bir de stra-
   45   46   47   48   49   50   51   52   53   54   55