Page 49 - borsaaktuel-70-k
P. 49

TEMMUZ-AĞUSTOS 49




            sene içinde köyde birçok mükemmel yollar yaptır-
            mağa  muvaffak  olmuş:  Köyün  ortasına  müteaddit
            ağaçlı ufak bir bahçe yapılmış ve ötesine berisine bir
            iki kanepe atılmış. Büyük caddeye müntehi olmak
            üzere ikinci derecede mükemmel kaldırımlı insan
            ve araba ve hayvan geçmeye mahsus iki kenarı dut
            ağaçlı yollar vücuda getirilmiş…

            Muallim efendi köyün münasip bir yerine hava tu-
            lumbalı bir de kuyu açmış; temiz ve tatlı su çıkıyor.
            Köyün ağaçlarını, arazi sahiplerini toplayarak bir
            şirket vücuda getirmiş, bu şirket tıpkı ilm-i servetin
            [iktisat ilminin] “kooperatif” dediği şirketin usul-ı
            teşkiline müşabih [kurulma usulüne benzer]. Şirket
            iki iş görüyor: Biri köyde bir bahçe vücuda getirmiş,
            her türlü sebzevat ekiliyor, bütün köylüler ucuzca
            istifade ediyor; diğeri bir bakkal dükkânı; köylüye
            lazım olan bütün bakkaliye levazımı, temiz ve taze
            olduğu halde buradan ucuzca tedarik ediliyor. Bu
            ucuzluk, bu temizlikten başka hissedar köylüler sene
            nihayetinde bir miktar para da kazanıyorlar.
            Aman kardeşim, bu tebriklere şayan hoca bu köye ne   Yazının sonunda E. A. imzası yer alıyordu
            büyük iyilikler etmiş; ah o kadar seviniyorum ki…
            Hayvanları ıslah için yine yerli cinsten, metin bir  Köylü ile de ayrı ayrı ayrı görüştüm. Hocanın o köy-
            boğa getirmişler. Yakında bir de aygır getirilecekmiş.  de vücuda getirdiği inkılabı zikrede  ede bitiremi-
            Bütün köylü kadınlar kümes hayvanlarına dehşetli  yorlar ve “Hepimiz hocanın nasihatlerinden istifade
            ehemmiyet veriyor ve çok kazanıyorlar. Birkaç sene  ettik” diyorlar.
            içinde bağ ve envaı yemiş ağaçları çoğalmış. İlkbahar-
            da ipek böceği kendilerine birçok kar bırakıyormuş.  “RIZA, GÜZEL KÖYÜ YAZMAKLA BİTİREMİYORUM”
                                                       Mektebin o güzelliği hâlâ gözümün önünden gitmi-
            “HOCANIN ŞİMDİKİ HEDEFİ BİR KÖY BANKASI KURMA”  yor. Mektep muazzam bir bina değil, fakat ne temiz,
            Hoca efendinin şimdi bir maksadı daha var. Köyde  ne  şık…  Arka  bahçe  ziraat  bahçesi  ittihaz  [kabul]
            bir muavenet [yardım] sandığı veya bankası vücuda  edilmiş ; hocanın numune bahçesi var; talebelerin
            getirmek… Muallim Efendi bu nevi köy bankaları-  ayrı ayrı bahçesi var. Espalyalar üzerine sarılmış mü-
            na Romanya’nın bazı taraflarında, Macaristan’da çok  kemmel bir bağ da var…          “Seni temin
            tesadüf eylemiş. Bu banka köylüleri faizciler elinden   Seni temin ederim Rıza, güzel köyü yazmakla biti-  ederim Rıza,
            kurtarıyormuş. “İnşallah bunu da yakın da yapaca-  remiyorum. Hoca efendinin çalışmasını ve muvaffa-  güzel köyü
            ğım” diyor. Muallim Efendi ileri de köye elektrik de   kıyetine bayılıyorum, ve ah ben de böyle mesut bir
            yapacakmış, hatta İstanbul’a gittiği zaman biri Al-  köyde çalışsam diyorum.         yazmakla
            man, diğeri İngiliz elektrik metaı satan iki komis-                                  bitiremiyorum.
            yoncu ile de görüşmüş, planları tanzim ettirmiş.  Yirmi gün sonra yine mektepte yan yanayız. O vakit   Hoca efendinin
                                                       hepsine her gördüğümü daha güzel anlatırım. Şimdi
            Köyün her tarafında asar-ı medeniyet [medeniyet   birkaç günlük kara yolculuğundan sonra Bandır-  çalışmasını ve
            eserleri] var. Köyün güzel bir meydanına geldik. Bü-  ma’ya vasıl oldum. Bu taraflarda da gezilecek görü-  muvaffakıyetine
            yükçe çocuklar ve köy mektebinin sabık talebeleri   lecek yerler çok. Mektubunu beklediğimi söylemeye  bayılıyorum,
            hiç görmediğim ve fakat bütün harekatta terbiye ve   hacet yok. İki ellerini bütün samimi hislerimle sıka-  ve ah ben de
            nezaket nümayan olan [görünen] bir oyun oynu-  rım kardeşim.                         böyle mesut bir
            yorlardı. Köyde yeniden yeniye beygire binmek ve
            beslemek merakı hasıl olmuş… Bunlar hep hocanın   Bandırma-Sığırlık 30 Eylül 1327    köyde çalışsam
            telkinâtıyla oluyor.                       E.A.”                                     diyorum.”
   44   45   46   47   48   49   50   51   52   53   54