Page 55 - borsaaktuel-46-k
P. 55

TİCARET VE HAYAT




































            dalası düzeyinde bir “iman”la bağlanmayı “ileri” bir düşünce tarzı   duğu tahribat da başka bir durum. “Bu güne kadar yaşanılan ik-
            olarak sunan “gerici”lik kendimiz olmamıza mani oluyor. Elbette   tisadi krizleri “absorbe” eden geleneksel iktisadi doku yok olursa
            doğru nereden gelirse gelsin alınmalı ama “çürük mallar”a da dik-  ne olur” diye düşünmeyen “yukarıdan bakma”ların vehameti. Bize
            kat edilmeli. İki yüz yıl kadardır başımızı döndüren ve özgüven   özgü olan için kafa yormayan, düşünmeyen, taklit ettiği yerlerdeki
            duygusundan yoksun olmaktan kaynaklanan şaşkınlıkta “gerçek”   vehameti değil, vitrini görerek hayranlıkla sarhoş olan ve oradaki
            atılımlar  yapabilmek  de  mümkün  olamıyor.  Eskiler,  uzun  uzun   hastalıkları buraya taşıma aymazlığı. Ve daha nicesi.
            konuşulup tartışılması gereken bir mesele için “Bu hamur çok su
            götürür” derlermiş, bizim bu bahsimiz de öyle ve buradan yola   Fert fert millet ve devleti oluşturan aklın bulundukları her yerde
            çıkarak sözü güncel ve somut olana getirelim.       nöbette olduğu bilincinde olması gerekir. En küçük üretim veya
                                                                ticarette ve büyük ölçekli işlerde, okulda ders anlatan öğretmen-
            Artık elli yıla dayanmış bir ticari işletmede ve hayatın can dama-  den tüm hizmet sektörlerinde, hasılı hayatın içinde rol alınan tüm
            rının capcanlı attığı bir noktada hayatı gözlemliyorum. Yukarıda   konumlarda sorumluluk bilinci yüksek insanlarımız olur ve yaptık-
            işaret etmeye çalıştığım bireysel ve kamusal tıkanıklık ve sıkıntıla-  ları işleri bir sınır nöbeti olarak bilir ve inanırlarsa millet ve devlet
            rın hayata nasıl yansıdığına tanıklık ediyorum. Salgın döneminde   olarak olmamız gereken yere ulaşabileceğiz. Her gün 15 Temmuz
            doğru düzgün çalışamayan insanlara “tatile git sana kredi vere-  direniş ve nöbeti gibi olursa, her sabah da 16 Temmuz sabah se-
            lim” diyen para satıcılarının ayartmalarını; yaşanılan bunca sıkın-  vinci olacaktır.
            tıya rağmen lüks ve israftan kaçınmayan “sıradan insan” saçma-
            lıklarını; ağzında çiğnediği politik sakızlara alışmış ve salt çenesi   Yaşadığımız ve çözülemeyen bir çok sorunun temelinde fevriliğimiz
            işleyen ve “her şeyi bilen” cahilliklerin insan sevgisini nasıl yok   ve düşüncesizliğimiz yatmaktadır. Hepimiz “telâşe memuru”yuz.
            ettiğini görüyorum. Evlenme yaşının ilerleyişi, boşanmaların hızla   Tüm yeryüzü için belirleyici ve yol açıcı öneme sahip bir ülkede
            artışı ve toplumsal yapıyı tehdit edişi, “israf ekonomisi”nin arttırıl-  yaşayan ve kendince sorumluluk sahibi olan her insanın politik la-
            mış yoksulluğa dönüşmesi de öncelikle sayılabilecek sorunlardan.   fazanlıklar ve sosyal medya aforizmalarıyla tatmin değil, samimi
            Ahali bunları yaparken, bir yerlerde sorumluluk konumunda bulu-  dertlenmeler ve derin düşüncelerle yol yürümesi gerekmektedir.
            nup yaşadığı hayattan bîgane olarak masa başında saçma sapan   Elbette böylesi öneme ve özgün kimliğe sahip bir memleketin ku-
            işler yapanlar da başka bir âlem.
                                                                yusunu kazmak isteyenler olabilir, hiç ummadığınız yerden çelme
            “İstanbul Sözleşmesi” denilen içeriği muğlak ve meçhul ve çoğun-  takmak isteyebilirler. Kültürel, siyasi ve askeri sızmalara karşı bi-
            lukça kuşkuyla yaklaşılan bir gündem saçmalığı bir yanda; küçük   linç sahibi olan ve her daim teyakkuz halini koruyanlar olursa em-
            ve orta boy işletmeleri zora sokan e-fatura, işyeri hekimliği ve   niyette olacağız. Düşünme yeteneğimizi çürüten bir kültür vasa-
            “büyük”lere  tanınan  imtiyazlar  diğer  yanda.  Binlerce  şubesi  ile   tında ve “mış gibi yapma” tiyatrolarında ne hakikat ne de gelecek
            yumurtanın yanında buzdolabı, peynirin yanında terlik satanlara   yeşerebilir. Ne diyordu şair Gülten Akın: Ah, kimselerin vakti yok
            açılan alan ve bunun yerleşik toplumsal iktisadi dokuda oluştur-  durup ince şeyleri anlamaya.”




                                                                                           Temmuz-Ağustos 2020 53
   50   51   52   53   54   55   56   57   58   59   60