Page 54 - Sayı-53 Eylül Ekim 2021
P. 54
52 TİCARET VE HAYAT
“yaş Olsam gözden akmam”
Yaşanılan bunca karmaşanın karanlık bulutlar içinden
başımızı çıkarıp tarihsel ve evrensel olarak “makro
perspektif”le bakmak, her durumda yerimizde hakkıyla
durmak zorundayız. Varlık ve bekamızın beşerî plandaki
teminatı budur.
mürsel sönmez
Nerdeyse iki yıldır pandemi belası başımız- sen iyiysen memleketin iyi olma şansı çoğalıyor.
da duruyor. Gitmek bilmediği gibi, bir de yeni Sen iyiysen, sorumlu olduğun alanın hakkını veri-
“varyant”larla, dalgalarla üzerimize gelmeye devam yorsan, memleket için de durum öyle olacak.
ediyor. Son yüz yılın en büyük ve evrensel travmasını
yaşarken, memleket bu defa da yangınlar ve seller- Sen, çalışıyor didiniyorsan memleketin hücreleri
le boğuşuyor. Şüphesiz tarihte de böylesi felaketler canlı, aklı dinamik olacak.
dönemi yaşanmış, insanlık zor süreçlerden geçmiştir. Sen, kendinden başlayarak yaşanan acılara dertle-
Haberleşmenin zor olduğu hatta neredeyse olmadığı niyorsan ama gerçekten dertleniyorsan memleketin
zamanlarda yaşanılan felaketler duyumlarla bilinir- yüzü gülecek.
ken, şimdilerde kitle iletişim araçları sayesinde anın-
da ve çok daha yakın görülebiliyor. Bu ise yaşanılan Sen, aklını vicdanının ve kalbinin süzgecinden
acıların herkes üzerinde travmalar oluşturmasına yol geçirerek kullanıyor memleket sevdası yaşıyorsan,
açıyor. Uzakların yakın olduğu çağımızda, kaderleri- kendin gibileri seçecek ve memleketin ufkunu ay-
miz de birbirine yakın artık. Bundan dolayı, dehşet dınlatacaksın.
verici her olay kendi çapının kat kat büyüklüğün- Sen, hakka hukuka saygı gösteriyorsan, sendeki
de etki oluşturuyor. Bir yandan küresel ısınmanın adalet duygusu adaleti ayakta tutacak.
kutuplardaki etkisi görsel olarak gözler önüne seri-
lirken, diğer yandan ciğerlerimiz ormanlarımızdaki Sen, “kendin için istediğini başkaları için de istiyor-
ağaçların yanarken çıkardıkları çatırtıları duyuyoruz. san” istediklerin olacak.
Hasılı hem olay ve olgu olarak, hem de bizdeki etki- Sen, kimseleri aşağılamıyor, ezmiyorsan, ezilen
sinden dolayı zor zamanlar yaşıyoruz. kimse kalmayacak.
Dünyanın ezeli dertlerinden olan savaşlar, göçler, Sen, “dokuduğun kumaşı sevgilin için dokuyor
iktisadi olaylar da kendi rutinlerinde gerçekleşme- gibi” dokudukça kimse çıplak kalmayacak.
ye devam ediyor. Birey olarak bunca telaşın içinde
ayakta durmaya çalışıp, akıl ve ruh sağlığımızı ko- Sen, makam mevki, mal mülk için ilke ve değerleri-
ruma uğraşısı verirken; millet ve devlet olarak da var ni satmıyor, “emrolunduğun gibi dosdoğru” olabili-
olma mücadelesi yaşıyoruz. Nasıl “ben” olma bilin- yorsan eğrilik kalmayacak.
ci bireyin yaslandığı bir sabite ise, millet ve devlet Sen, gerçeği görebilme cesaretine ve gerçeğe saygıya
olma kollektif bilinci de kendi mecraında akıyor. sahipsen yalan sende ve toplumda yaşayamayacak.
Millet ailesinin fertleri olarak o büyük oluşuma Sen, “mış gibi” yapmıyor, sorumluk yükleniyorsan,
varlığımız ve diriliğimizle katılıyor ve eğer yapabi- sorumlular da gereği üzre olacak.
liyorsak onu zenginleştirip güçlendiriyoruz. Ya da,
tam tersi, olan bitenin altında ezilen akıl ve irade- Sen, insanını ayırdetmeden memleketini taşı top-
miz umutsuzlukla da birleşerek, o büyük gövdeye rağıyla seviyorsan, memleket de seni sevecek ve asla
virüs salgılıyor, hasta düşmesine yol açıyor. Açarsak; seni terk etmeyecek.