Page 63 - BORSAAKTUEL_60k
P. 63
KASIM-ARALIK 61
ŞEHRİN SORULARI BAMBAŞKAYDI
Bebek’ten Lütfü Bey’in ağaç çilekleri yani ahududu
hakkındaki sorusu ise şöyle yanıtlanmıştı: “Ağaç çi-
leklerini (framboisiers) her sene budamak lazımdır.
Meyve vermeğe mahsus olan dalların üçte birini her
sene ilk baharda kesmelidir. Yine ilk baharda geçen
senede meyve veren eski dalları dahi kesmelidir. Bir
de ağacın gövdesinde zuhur edip gelecek senede
meyve vermeğe mahsus olan tomurcukların mikta-
rını tahdid etmelidir [sınırlamalıdır].”
Büyükdere’den Karinik Efendi de tıpkı Lütfü Bey
gibi daha şehir yaşamında yetiştirilecek bitkilerden
olan Japon gülleri hakkında bilgi almak istiyordu:
“Japon gülleri (hortensias/ortanca) rutubetli mahal-
ler ile rutubetli toprakları severler. Bir de açık vazi-
yetlerden haz ederler. Amerikan cinsleri daha ziyade
mukavemetlidirler. Japon cinsleri ise şiddetli kışlar-
dan müteessir olurlar.”
“TOHUMLUK PATATESİ LİZOLLU SUYA YATRIN” Felahat’in 29. sayısındaki “İstişare-i Zirâiye” köşesi.
Türkiye’nin İstanbul’a en yakın patates deposu olan yüzüne kadar çıkmasına mani olurlar. Bundan anlaşı-
Adapazarı’ndan yazan Osman Zeki Bey’in sorusu da lıyor ki birinci sene toprağa hiçbir şey ekilmiyor. Çift-
patates tohumları hakkındaydı: çinin bütün gayreti üç sene zarfında düşen yağmur
“Tohumluk patateslerinizi ekmezden ve gözleri sularını toprakta saklamak, kaybetmemek olacaktır.
açılmazdan evvel yüzde 2 lizolli suya (lizolli su bir İki sene zarfında düşen yağmurlar herhangi bir eki-
litre suya yirmi gram lizon ilave ederek istihsal edi- min neşvünemasına kifayet edebilir. İşte bunun için
lir) dört dakika yatırınız. Bu suretle patatesleriniz dry farming tatbik olunacak mahallerde toprakların
beynelavam [halk arasında] çürüklük tabir olunan derinliği, yağmurların mevsimi ve usûl-ı ziraat [uy-
hastalıktan kurtulmuş olurlar.”
gulanacak tarım yöntemi] tayin edilmelidir.”
“TOPRAKLARIMIZDA DRY FARMİNG’E KABİLİYET Detaylı bilgilerin aktarıldığı “İstişare-i Zirâiye” açık-
VARDIR AMA ÇİFTÇİLERİMİZ ÜŞENGEÇTİR” laması şöylece nihayete eriyordu:
Okuyucu mektuplarının cevaplandırıldığı köşede ve- “Hülasa: Dry Farming nazariyesi şundan ibarettir.
rilen bilgiler doğruysa, [Edirne] Uzunköprü’den ya- Toprak iyice hazırlanmış olmalı ki yağmur sularını
zan Cemal Efendi, kuru tarım yani “Dry Farming” toplayıp hıfz edebilsin. Zer’iyât [ekimler] esnasında ‘Dry Farming’i
hakkında bilgi istemişti. “Dry Farming’in ne olduğu- toprağı iyice sıkıştırmalı ki alt tabakadaki sular yuka-
nu sual ediyorsunuz. Kısa bir sözle diyeceğiz ki dry rı tabakaya çıkabilsin. soran Uzun-
farming’in esası “İki çapa bir su yerini tutar” esasına Amerikalıların bu sayede elde ettikleri mahsul mik- köprülü Cemal
bağlıdır. Toprağın sathını iyice işleyerek yağmur sula- tarı fevkalade yüksektir. Hektar başına 20-25 hekto- Efendi’ye de bu
rını hıfz etmekten başka bir şey değildir” diye başla- litre kadar buğday alabilirler. yöntemin Türki-
yan açıklamada, dünyadan özellikle ABD’den örnek- ye’de uygulana-
ler veriliyordu. Verilen bilgilere göre “Toprak öyle bir Memleketimizde dahi umumiyetle nadas usulü
suretle hazırlanmış olmalı ki adeta keçe gibi yağmur tatbik olunduğundan topraklarımızın dry farming bileceği ancak
sularını kolayca emebilsin. Yağmur suları toprağın icrasına tam bir kabiliyeti vardır. Şu kadar var ki tembelliğinden
yüzünde kalmayıp, güneş ve havanın tesirinden sak- tarlasını bir defa olsun sürmeğe üşenen çiftçilerimiz dolayı çiftçile-
lı olan alt tabaklarda toplansın. Alt tabakalarda saklı böyle tarlalarını birçok defalar sürmeğe katlanacak- rimizin bu işe
olan su yeniden toprağın yukarı tabakalarına çıktığın- lar mı? İşte bu nokta-i nazardan yani tembelliğimiz-
da, toprağın sathını teşkil eden sünger gibi toprak ta- den dolayı dry farming’in tatbiki müşkil olacağı te- meyletmeyecek-
bakasının (mulch) sıkı habbeleri bu suyun ta toprağın zahür eder [ortaya çıkar].” leri anlatılıyordu.