Page 59 - Sayı-57 Mayıs - Haziran 2022
P. 59

MAYIS-HAZİRAN 57




                 İkinci aşama ise bu tespitlerden yola çıkılarak, çay   “çay gibi makbul ve besleyici bir mahsulün ziraa-
                 bitkisi için en uygun toprakların bulunmasını sağla-  tının yaygınlaştırılması çarelerinin uygulamaya
                 mak olmuştu. Mevcut yetişen bitkilerde elde edilen   konulması yönünde tedbirlerin alınması ve icra
                 olumsuz sonuçlar üzerine II. Abdülhamid’in isteği   edilmesinin”  padişah  II.  Abdülhamid  döneminde
                 üzerine Çin ve Seylan’dan çay tohumları getirilmiş-  olmasıdır. Çünkü onun döneminde şükranla anılası
                 ti. 1894 Temmuz’un yazarımız bunu yeni bir haber   gelişmeler yaşanmış, ziraatın terakki edici ıslahatla-
                 olarak verdiğine göre getirilen çay tohumları aynı   ra ulaşması için gerekli ve faydalı teşebbüs ve icra-
                 senenin bahar aylarında iki önemli merkezde ekimi   atlar yapılmıştı. Ayrıca topraklarımız da her türlü
                 yapılmıştı. Bu merkezler Abdülhamid döneminin   bitkinin yetişmesine uygun bir haldeydi.
                 medar-ı iftiharı ve ziraatta verimliliğin artırılması
                 için çözüm merkezleri olarak öne çıkan numune çift-  Yazarın bir başka önerisi ise çay kültürünün ve ye-
                 likleri/tarlalarıydı. Biri Hüdavendigar Vilayeti’nde   tiştirme idealinin yaygınlaştırılması için “çiftçilerin   Rize Ziraat Odası Başkanı
                 yani Bursa’daki Ziraat Numune Çiftliği’nde, diğeri   çayın ne şekilde ekilip terbiye edileceğini anlamala-  M. Hulusi Karadeniz Bey
                 ise Selanik’teki Tecrübe Tarlası’ydı.  Ekim gerçekleş-  rına kaynak teşkil edecek malumatların toplandığı
                 miş, merakla sonuç bekleniyordu.           bilimsel broşür ve eserlerin kaleme alınması” idi.
                                                            Daha sonra da bu malumatların isteklilere ücretsiz
                 EN KUVVETLİ ÇAY, YEŞİL ÇAYDIR              şekilde dağıtılıp verilmesini övgüye değer çalışmalar
                                                            arasında gördüğünü beyan ediyordu.
                 Yazarımız fırsattan istifade çay hakkında bilgi ver-
                 meye devam ediyordu:                       BUHARALI YUSUF, PADİŞAH İLGİSİNİ TRABZON’A ÇEKTİ

                 “Çay Çin’de neşvünema bularak 10 arşın kadar yük-  Bu ekimlerden olumlu sonuç alınamasa da gayretler
                 seklik kazanan bir çeşit bitkinin yapraklarından iba-  kesintiye uğramadı. Halid Bey’in yönlendirmele-
                 rettir. Bu yapraklar senede birkaç defa düşürülerek   ri işe yaramış olmalı ki 1895’te çayın tohumunun
                 ısıtılmış saç levhalar üstünde kurutulduktan sonra   ekimi ve bakımını içeren bir tarifnamede hazırlana-
                 satılır. Yeşil ve siyah olarak iki nev’e ayrılan çayın en   rak padişaha sunuldu. Bu arada 1896’da Trabzon’da
                 kuvvetlisi yeşil nevidir.
                                                            yetişen bir bitkinin yaprakları işlenip çay haline   İlk Tarım Genel Müdürü
                 Miladi 1666 senesinde Avrupa’ya ithal edilmiş olan   getirilip patenti alınmak üzere Ziraat Nezareti’ne   Zihni Derin Bey
                 çayın Avrupa ülkeleriyle Amerika devletlerinde se-  müracaat edildi. Müracaatı yapan Buharalı Yusuf,
                 nelik tüketimi 80 milyon Frank kıymetinde olduğu   bir paket numune de padişaha gönderdi ve Sultan
                 düşünülürse, çayın bir memlekette tarımının yay-  II. Abdülhamid’in ilgisini bölgeye çekmeyi başardı.
                 gınlaştırılması servet kazanımı için mühim bir kay-  Sultan Abdülhamid de Trabzon’a gerekli tetkiklerde
                 nak temin edeceği anlaşılır.”              bulunmak üzere bir heyet gönderdi.
                 Çayın kimyasal terkibi hakkında bilgi veren yaza-  Bu arada 1912’de Batum’dan getirilen çay fidan-
                 rımız, “yüzde otuz nispetinde azotu muhtevi oldu-  ları Rize’de dikilerek başarı elde edildi. Rize Zira-
                 ğunu” aktararak, “Çay mahsulüne uyarıcı özelliğini   at Odası Başkanı Hulusi Bey’in öncülük ettiği bu
                 veren madde kahvenin etkin maddesi olan kahvein   tecrübe, araya Birinci Dünya Savaşı’nın girmesiyle
                 evsafını haiz olan ve (câin) denilen cevherdir. Haş-  yarım kaldı. Mütareke yıllarında ise Halkı Zira-
                 lanmış olduğu halde içilen çay hafif uyarıcı gibi şifaî   at Mektebi’nden Ali Rıza Bey Güney Kafkasya’da
                 tesir gösterir […] Yemekten bir buçuk saat evvel veya   tetkiklerde bulunarak bölgenin coğrafi şartlarının
                 sonra kullanılan çayın besleyici bir hazmettirici sevi-  diğer tarafla benzerlikler taşıdığını belirten bir ra-
                 yesinde olması çayın tamamlayıcı faydalarındandır.”  por hazırladı. Cumhuriyet’in ilk yılında Ziraat
                                                            Vekaleti’ne getirilen Zihni Bey, Ali Rıza Bey’in ra-
                 ‘ÇAY ÜRETİMİ, ABDÜLHAMİD DÖNEMİNDE BAŞLAMALI’   porundan da istifa ederek, Rize’de çay yetiştirilmesi
                 TEMENNİSİ
                                                            için bir kanun tasarısı hazırladı. Bu tasarı 1924’te
                 Yazarımız, çayın Osmanlı İmparatorluğu toprakla-  kabul edilmesiyle hükümetin bölgede çay fidanlığı
                 rında yetiştirilip bir ihraç ürünü haline getirilmesi   kurmasının, halka ücretsiz fidanlar dağıtmasının ve
                 konusunda çok heyecanlıydı. Yukarıda verdiği bil-  bölgeyi Türkiye’nin çay merkezi haline getirmesinin
                 giler, onun bu niyetini ve çabasını ortaya koyuyor.   önü açılmış oldu. 1928’de ilk çay üretimi, 1947’de
                 Ama Vânîzade Mehmed Halid Bey’in esas arzusu,   de ilk çay fabrikası açıldı.
   54   55   56   57   58   59   60   61   62   63   64