Page 58 - borsaaktuel-67-Toplu
P. 58
58 TİCARET VE HAYAT
“DÜNYA BEŞTEN BÜYÜK”
AMA O BUNU BİLMİYOR
Medeniyet dediğimiz canavar protez dişleriyle ve merhum
Mehmet Âkif’in “tek dişi kalmış” dizesini yalanlarcasına
insanları paralıyor, parçalıyor. Evet, “dünya beşten büyük”
ama o bunu bilmiyor ne yazık ki.
MÜRSEL SÖNMEZ Tarih, insanlığın zoraki öğretmenlerindendir. Ya- kavramının tam ve tüm anlamıyla olmadığı, anlaşı-
şanılan her olay, büyüklüğü oranında insanlığın lıp kavranmadığı bir zeminde başka türlü bir sonuç
toplam bilincinde etkiler oluşturmuş ve bu etkiler da elde edilemezdi. Bir anda milyonlarca insanı öl-
tarihin akışında büyük değişikliklere yol açmıştır. dürebilen silahlar, tüm insanlığın iktisadi faaliyet-
Çocukluk hatta bebeklikten başlayan “Ateşe elini lerini kontrol altına alıp yok edebilecek mekaniz-
uzatma yanarsın” uyarısı zamanla başka tehlikelere malar, “kâğıt”tan “değer”ler üretilmiştir. Dahası,
karşı da uyanık olmayı öğretmekle devam ettiği gibi, kitle iletişim araçlarıyla beyni yıkanan, ağır mani-
insanlık da büyük planda ateşlere, savaş ve yıkımlara pülasyonlarla kendi anlam dünyasını kaybeden, öz
maruz kalmış, zoraki dersler alınmıştır. İnsanlık; al- benliğine ve kadim insanî anlamlara yabancılaşan
dığı dersler sonucunda ve yaşanılanlardan ders çıkar- bir insan tipi oluşturulmuş ve bu süreç şimdilerde
mak adına; demokrasi, insan hakları vb. kavramlar lgbt vb. sapkınlıklarla işletilmektedir. Ezelî kutsal-
ve değerler ihdas ederek, “medenîleştiği”, “modern- ları kaybettirilmiş olan insanlık, çağdaş “güçlü”le-
leştiği” vb. savlarla bir çeşit olgunluk düzeyine ulaş- rin çıkarlarına uyumlu, şahsiyetsiz, istenildiği gibi
tığını iddia eder olmuştur. Bilimin varlık ve hayata biçimlendirilebilen bir oyun hamuruna dönüştü-
dair her şeyi izah ettiği, teknolojinin tüm yaralara rülmüştür. “İnsan Hakları”, insanın sömürülebil-
çare olduğu gibi parlak sözler de işin cilası olagel- me ve kullanılabilme hakkı anlamına gelmektedir
miştir. Ne ki durum hiç de öyle olmamış, insanın gerçekte. Işıklı salonlarda en centilmen ve barışçıl
ve insanlığın huzur ve rahatı için açıldığı savunulan suratlar takınılarak yapılan anlaşmalar ve güçlülerin
yollar çıkmaz sokağa dönüşmüştür. Bütün o parlak noteri olan Birleşmiş Milletler gibi kurumların ya-
sözlerin en çok söylendiği son tarih kesitinde yani zıp çizdiklerinin yani her şeyin koca bir yalan oldu-
ğu gerçeğiyle karşı karşıyayız. Düşünebilme yete-
yaklaşık yüzyıldır tüm dünyada en şiddetli dikta-
törlükler, en kanlı savaşlar, en ağır acılar yaşanılır neğini yitirmemiş, aklını ve vicdanını koruyabilen
olmuştur. Kısacası, barışın en çok dillendirildiği za- ve verili “kültür” dışına çıkarak olan biteni gerçekçi
olarak algılayabilenlerin malûmu olan bu durumu
manlar, en kanlı savaşların sahnesi oluvermiştir. Son
yüzyılın bu dehşetli zamanları bizim büyük devleti- şimdilerde Filistin veya Gazze savaşı ile tüm insan-
mizin çöküş sürecine denk gelmiş, biz dünyadan geri lık öğrenmiş bulunuyor. Aslında gök kubbe altında
yeni bir şey yok. Geçmişte açık ve doğrudan gerçek-
çekilirken, güzel sözlü ve parlak yüzlü yeni vahşilik
meydan alma şansı elde etmiştir. leşen kötülüğe dair her şey, şimdilerde parlak am-
balajlarda ve uygarlık adına yapılıyor. Yaşadığımız
‘İnsan Hakları’, Çıkış noktası hangi temellere dayanmış olursa ol- bu günlerde izlediğimiz, izlemekten başka bir şey
insanın sun, çağdaş uygarlığın insanlığı getirip bıraktığı yer, yapamadığımız Gazze savaşı sürecinde katile silah,
sömürülebilme katliamlar; soykırımlar, zulüm ve sömürülerin kanlı mühimmat ve siyasal destek veren ülkelere bir ba-
ve kullanılabilme arenası olmuştur. Devletlerin ve milletlerin bağım- kın, çağdaş medeniyetin iflas ettiğinin ve tüm iyi,
hakkı anlamına sızlığı şöyle dursun, artık bireylerin iç dünyaların- güzel ve doğrularının gerçekte nasıl tam da zıddı ol-
da bile bağımsızlık ve özgürlük alanı kalmamıştır. duğunu göreceksiniz. Medeniyet dediğimiz canavar
gelmektedir Haklı olanın güçlü olduğu değil, güçlü olanın haklı protez dişleriyle ve merhum Mehmet Âkif’in “tek
gerçekte. olduğu bir dünya oluşmuş haldedir. Zaten “hak” dişi kalmış” dizesini yalanlarcasına insanları paralı-