Page 42 - Sayı-49 Ocak-Şubat 2021
P. 42
40 GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ
BİR ZAMANLAR
BELEDİYE MAHKEMESİ VARDI
Belediye zabıtası ile esnafın ilişkileri oldum ola- Belediye mahkemesinin nasıl bir yer olduğu ayrın-
sı zorludur. Esnaf zabıtanın hemen ceza yazdığını tısıyla tasvir edilmiş: “Mahkeme, Galata’da nahi-
söyler, zabıta birkaç kere uyarı yapmadan asla ceza ye müdürlüğüne ait binanın üst katında çalışıyor.
kesmediğini iddia eder. Mini mini bir oda. Kapıdan girince hakimin geniş
masası ile karşılaşıyorsunuz. Masanın yanında zabıt
Bir zamanlar bu çekişmenin bir de mahkemesi var-
katipliği yapan daktilo hanım oturuyor. Solda sami-
dı. Bu mahkeme belediyenin yazdığı cezalara itiraz lere (dinleyicilere) mahsus birkaç iskemle, hakimin
eden esnafın taleplerini karara bağlardı. 19 Temmuz
İSMAİL ŞEN karşısında suçlunun iskemlesi ve masası var.”
1932 tarihli Cumhuriyet gazetesinde Belediye mah-
Davalar sırasında bu küçük odada sıcaktan rahatsız-
kemesi ile ilgili yayınlanan bir haber, mahkemeye
lık yaşandığını aktaran yazar, “Oda yüksekte, pence-
ne tür başvurular yapıldığı ve davanın nasıl görül- reler açık... Açık amma perdeleri şişiren rüzgâr sanki
düğüne dair ipuçları veriyor.
bir alev dalgası... Daktilo hanım arada bir fırsat bu-
Cevat Fehmi (muhtemelen Başkut) imzalı haberin lunca mini mini patiska mendili ile yüzünü siliyor.
başlığı “Belediye mahkemesi nasıl çalışıyor?” Üst Hâkim de sıcaktan mustarip. Kapının yanında du-
başlık ise “İstanbul’un en sür’atli mahkemesi”… ran mübaşire pencereleri bir açtırıp bir kapattırıyor.
Spotta ise mahkemenin ne kadar süratli olduğu Arada bir de kapıyı tıkayanlara sesleniyor:
açıklanıyor: “Her dava 5-10 dakika sürüyor… Seri - Yahu durmayın orada, biraz hava girsin. Bakın bu-
ve kat’i bir karar, sonra bir başka mahkeme”… rada boş iskemleler var, gelin, oturun!”
Son karar verici olduğu anlaşılan mahkemeye kim- Gelelim Cevat Fehmi Bey’in verdiği dava örnekle-
lerin başvurduğu ise haberin giriş cümlelerinde rine:
açıklanmış:
“Bir sebzeciye caddeyi işgal ettiği için ceza yazmışlar.
“Bakkallar, beyaz önlüklü kasaplar, lokantacılar, sey- - Efendim, ben buna itiraz ederim.
Bir zamanlar yar sebzeciler, berberler, mavi kasketli şoförler, fırın-
belediye zabıtası cılar, balıkçılar, Belediye mahkemesinin önüne sıra - Ne diye itiraz edersin oğlum?
ile esnafın sıra dizilmişler. Belediye hepsine ceza yazmış, hepsi - Caddeyi işgal etmedim.
arasındaki bu cezalara itiraz etmişler, şimdi hakim hepsini din- - Ya ne yaptın?
çekişmenin leyecek ve karar verecek. Sıralarını bekliyorlar.”
çözüme - Dükkanın önündeki yaya kaldırımına ufacık bir
küfe koydum.
bağlandığı bir
mahkeme vardı. - Peki bu işgal değil mi?”
Bu mahkeme Cevat Fehmi Bey, yazısını, mahkemede gördüğü
Galata’da nahiye meşhur bir bakkalın davasıyla tamamlıyor:
müdürlüğüne “Mahkeme salonundan çıkarken bir tanıdığa rast
ait binanın üst geldim. Hacı Lütfullah Efendi… Hacı Lütfullah
katında hizmet Efendi büyük bir semtin en meşhur bakkalıdır. (…)
veriyordu. Arkasından yürüdüm. Biraz sonra hakimin karşısı-
na çıktı. Halis Halep yağı diye mahlut (karışık) yağ
satıyormuş. Bizim Hacı Lütfullah Efendi de mah-
cumhuriyet, 19 Temmuz 1932 kum oldu.”