Page 66 - Sayı-59 Eylül-Ekim 2022
P. 66

64
           64                       T İKTİSAT TARİHİ



                                Halil dayının bu evliliği iki baştan dirilik oldu. Ka-  çay veyahut kahve verir, susayınca onu su ile karıştı-
                                rısı cihazdan (çeyizden) ziyade kendisine daha kıy-  rırım içerim; hararetimi gideririm.
                                metli şeyler getirdi; onun iyi huyu ve çalışkanlığı en   Yine görüyorum ki, başkaları öğleyin yemek yiye-
                                büyük cihazı idi.
                                                                          cekleri veyahut biraz dinlenecekleri sırada bir ağacın
                                Halil dayı işte böylece işe başladı, karısı kendisine  gölgesini, serinliğini arıyorlar; halbuki ben dinle-
                                yardımcı oldu; göz açıklığı, akıllılık ve çalışkanlık  neceğim veyahut yemek yiyeceğim sırada güneş de
                                babadan kalan borçları onlara ödetti ve onları bu-  otururum ve soğuk almak tehlikesinden kaçınırım,
                                günkü zenginliğe getirdi:                 kezalik akşam üzeri  eve döndüğüm  de elbiselerim
                                Halil dayının bugün sürüler ile davarları, güzel ve   yağmurdan yahut terden ıslanmış iseler, hemen on-
                                temiz ekilmiş birçok tarlaları velhasıl dikkat ile ba-  ları çıkarır, değiştirir, kendimi kuruturum.
                                kılmış bir çiftliği vardır.               Komşularımın  pek  çoklarının  tuhaf  itikatları  var,
                                Zaten Halil dayı, bu son defa aldığı ziraat madalyası   onlar her hangi bir işi görecekleri zaman eşref-i saat
                                ile mükemmel çiftçi olduğunu herkese tanıttı.”  aradıkları gibi ayın son çarşambasını, haftanın Salı
                                                                          günlerini uğursuz tanıyorlar; halbuki ben Allah’ın
                                “HALİL DAYININ MARİFETİ NEDİR?”           bize hayatımızı ihsan ettiği bütün bu mübarek gün-
                                                                          leri hepsinde çalışmayı; ekmeğimi kazanmayı caiz
                                “Konuşur iken bazen Halil dayı söyler:
                                                                          değil, hatta borç görürüm, ayın hilalinde ekilen
                                “Ben herkes gibi yapmadım. Komşularıma dikkat  tohum çıkmaz veyahut fena çıkar gibi düşünceleri
                                ederdim. Hiçbiri bahçesine ehemmiyet vermez.  boş bulurum. Ben böyle şeylere inanmam. Kitabın,
                                Halbuki benim karım bahçesinden, içeriye girmez,  aklın men etmediği şeyleri tanımam.
                                bütün dikkatini ona verir. Eker, diker, tımar eder,   Ben tohumumu böyle batıl itikatlara göre ekmem, ne
                                bu cihetle bizim bereketli ve güzel hasılatımız olur.
                                                                          vakit tohum ekme zamanı gelmiş ise, ne vakit tarlam
                                Zaten çocuklarım inci ile elmas. Anaları bahçeyi  güzel gübrelenmiş ve işlenmiş ise o vakit tohumu ata-
                                suladığı sırada sebzelerin köklerini havalandırır ve  rım; komşularımın bu boş kafalarına gülerim.”
                                otlarını alırlar.
                                                                          “HALİL DAYI ÇİFTÇİLİĞE NASIL MERAK ETTİ?”
                                Ben böylece birçok yemiş ve sebze alırım, evimde
                                çiftliğimde bunları sarf ederim, o vakit buğday bana  “Halil dayının çiftçiliğe merakı daha pek gençliğin-
                                kalır. Yemiş ve sebzevat buğdayın yerini tutar, buğ-  de, çocukluğunda başlamış idi, o, ne görürse dikkat
                                day artar, ben de onu satarım, nasıl ki süt de fazla  eder, sorar, araştırır idi:
                                gelir yağ yaparım.
                                                                          Bir ot bulsa, yapraklarını, gövdesini ve yemişlerini,
           “Bir ot bulsa,       Birçok çiftçiler gübrelerinden şerbetlerinin sokakla-  bir hayvan görse boyunu biçimini muayene ederdi.
           yapraklarını,        ra aktığını görürler de hiç kederlenmez. Halbuki bu   Bir bahçıvana rastlasa sebze yetiştimeğe, ağaç dikme-
                                onların gübrelerinin eti, kanı, canıdır. Ben ise onları
           gövdesini ve         dikkat ile toplarım ve iyi bir zamanda çayırlara ser-  ğe ve budamaya dair birçok sorgularda bulunurdu.
           yemişlerini, bir     perim. İşte böylece de beş yerine on hayvan besile-  Bir çoban ile görüşse hemen sürüsü hakkında malu-
           hayvan görse         rim, kesemi altun ile doldururum.         mat arar, yapağı ve yemlerinden bahis açardı.
           boyunu biçimini      Başka çiftçiler çok buğday yapmaya heves ederler.  Mesela martta gezerken iki tarla ekininin birini sa-
           muayene ederdi.      Halbuki benim bütün kârım fazla ot çıkarmaktadır;  rarmış, diğeri yem yeşil görse, merak eder. Hemen
                                onlar birçok masrafa boğulurlar, gündelikler verirler,  komşu çiftçi İsmail Ağa’ya gider, sebebini öğrenirdi.
           Bir bahçıvana        ben ise onlardan mümkün mertebe kaçınırım.
           rastlasa sebze                                                 İşte bu suretledir ki, Halil dayı yavaş yavaş çiftçilik
                                                                          hakkında merak sardırdı.  Ve böylece doğru ve işe
           yetiştimeğe,         DOĞRU İLE YANLIŞI BİR ARADA ÖĞRETME       yarar fikirlere sahip oldu ve bugün yaptığı işler ile
           ağaç dikmeğe ve      Çok zaman görüyorum ki, birçok işçiler hararetleri  başkalarından kendi farkını gösterdi.
           budamaya dair        varken, terli terli bol soğuk su içerler, sonra da hasta-  Öyle ise, evlatlarım; siz de Halil dayı gibi yapınız: siz
           birçok sorgularda    lanmak tehlikesine düşerler.              de onun gibi becerikli bir çiftçi olur ve sanatınızda
           bulunurdu.”          Halbuki benim karım sabahleyin bana biraz hafif  ilerler(seniz); haysiyetli ve zengin olursunuz.”
   61   62   63   64   65   66   67   68