Page 63 - Sayı-59 Eylül-Ekim 2022
P. 63

EYLÜL-EKİM 6161
                                                                                                      EYLÜL-EKİM



            köylülere dağıtır. Zira zürrâın (çiftçilerin) ilerleme-
            sinde en sağlam bir usül de ancak küçük çocuklara
            onu öğretmek ve onları “yeni nesil çiftçiler” olarak
            yetiştirmekten ibarettir.”
            Burada birkaç önemli nokta vardı. Birincisi kitap
            “büyük küük herkese faydalı olabilecek, msıkılmadan
            anlayabilecekleri” nitelekteydi. İkincisi, bu kitapla
            köylülere çiftçiliği öğretmek için “köy kahvesinde
            sohbet eder gibi anlatma usulü” yani sohbet yöntemi
            tercih edilmişti. O halde Bu yöntemi hem Ziraat hem
            de Maarif Nezaretleri benimseyip kitaplar yazdırmalı
            ve dağıtmalıydı. Üçüncüsü ilk kez Türk bir tarım der-
            gisinde modern zamanlarda kullanılan bir ifadeye yer
            veriliyor, bu kitaplarla yetiştirilecek çocuklardan “yeni
            nesil çiftçiler” diye bahsediliyordu. Tarımı gençlerin
            kalbinde bir sevdaya dönüştürmek için bu tür yayın-
            ların öneminin altı çiziliyordu.

            YENİ TERTİP ÇİFTÇİLİĞİ BİLMEK…

            Kitabı Selanik’te 1912’de kaleme alan Abdülhakim   Felahat’te yayınlanan Halil Hoca’nın Çiftliği başlıklı yazı
            Hâris, girişte şu cümlelerle derdini ifade ediyordu:
                                                       evvel çiftçilik nasihatleri, çiftçilik masalları ile çocuk-
            “Ağaç yaş iken eğilir ve “yeni tertip çiftçilik” onu   larımızı, bütün varlıkları çiftçi olarak yetiştirmeliyiz”
            bilmek ile becerilir. Osmanlı ülkesinin ziraatını iler-  diyordu. Bunun anlamı şuydu: Çocuklarınıza çiftçilik
            letmek de bu yeni biçim çiftçiliğe ait usulleri yarının   masalları anlatmazsanız, onlardan çiftçi olmasını bek-
            çiftçisi olacak olan bugünün çocuklarına öğretmek-  leyemezsiniz. Hâris bu konuda kendini sorumlu tu-
            ten onları öylece terbiye etmekten başka bir suretle   tuyor ve Osmanlı coğrafyasında ilk kez masal tadında
            elde edilemez.                             bir kitap kaleme alma cesareti gösteriyordu. Üstelik
            Bu, bugün bizim koyduğumuz temel değildir. Biz-  her türlü acemiliği ve hatayı göze alıp kusurlarının
            den akıllı olanlar bu işlerin nasıl başa çıkılabileceğini   şiddetle eleştirilmesine göğüs germeyi göze alarak…
            düşünmüşler ve meydana getirdikleri işler ile bilgile-
            rinin neticesini herkes gözünün önüne koymuşlardır.  “EVVEL ZAMAN İÇİNDE BİR KÖYDE BİR HOCAMIZ
                                                       VARDI…”
            Bir memlekette çiftçiliği ilerletmek, mektep ve ki-                                  Halil Hoca’nın
            taplar ile olur. Genç çocuklar daha küçük yaşların-  Halil Hoca’nın Çiftliği kitabı bir masal gibi başlaya-  Çiftliği kitabı
            da büyük ve akıllı adamların, hocaların yazdıklarını   rak, bir köy hocasının köylülerin ve çocukların çift-  bir masal gibi
            söylediklerini okurlar ve işitirler ve ona inanırlar ve   çiliği sevmesinde, yeni usulleri öğrenmesinde rehber   başlayarak, bir
            artık görenekten ziyade yeni bilgilerine bel bağlarlar   haline gelmesini anlatıyordu. Üstelik her türlü dini
            ve büyüyüp iş başına geçtiklerinde kendi işlerini ona   ve diğer bilgileri öğretmeyi de ihmal etmeden:  köy hocasının
            göre düzlenirler.”                         “Evvel zaman içinde İstanbul’dan uzak bir yerde   köylülerin ve
                                                       ufak bir köyde bir hocamız vardı.         çocukların
            “ÇOCUKLARIMIZI ÇİFTÇİLİK MASALLARIYLA                                                çiftçiliği
            YETİŞTİRMELİYİZ”                           Halil Hoca diye büyük, küçük hepimizin tanıdığı-
                                                       mız, sevdiğimiz Hocamız, köyümüzün mektebinde  sevmesinde,
            Hâris çok açık şekilde “Çiftçiliğin ilerisi için akıllı  bizleri okutur, memlekete hayırlı olmamız için ça-  yeni usulleri
            adamların buldukları bu doğru yola biz de gitmeğe  lışır, bizi yetiştirirdi. Filvaki, bu dünyadaki mevkii   öğrenmesinde
            mecburuz; geniş ve kolaylıkla mahsul veren bir mem-  köyde hoca olmaktan ibaretti. Yani pek büyük bir   rehber haline
            lekette oturduğumuz halde aç, çıplak kalmamak,  yer değildi. Fakat, ben bugün anlıyorum, bizi okut-
            ve başka memleket insanlarının yaşamları veçhile  ması ile, bizim iyiliğimize çalışması ile yaptığı işin   gelmesini
            ömrümüzden faydalar görmek istersek, her şeyden  ecri sevabı pek çok idi.            anlatıyordu.
   58   59   60   61   62   63   64   65   66   67   68