Page 52 - Sayı-57 Mayıs - Haziran 2022
P. 52

50                     TİCARET VE HAYAT




                                     İKTİSAT, AHLÂK, FERT, MÜESSESE







                                     İçinde  bulunduğumuz  iktisadi  hararet  elbette  bir  normalini
                                     bulacaktır. Sorun bu “normal”in sağlıklı olup olamayacağın-
                                     dadır. İktisadi hayatı bazı cazibelerine aldanıp “büyük” değil

                                     “iri” sermayeye “ciro” eden yanlışla, açgözlü bireysel yanlışlar

                                     el ele verince ortalığın yangın yerine döndüğü tecrübemizden
                MÜRSEL SÖNMEZ        nasıl sonuçlar çıkaracak, ne gibi çareler bulacağız?


                                     Son zamanlarda memlekette yaşanan iktisadi ge-  celeri de onlarla başattır. Özü itibariyle yeni bir
                                     lişmeler başka birçok gündem maddesinin önüne   durum yok, yeni durum eskiden yaşanılanın süre-
                                     geçmiş bulunmakta ve herkes bu konuda şikâyet,   ğidir. O halde, bugünün çare arayışına ışık tuta-
                                     serzeniş ve eleştirilerde bulunmaktadır. Herkesin   cak geçmişten miras sözler ve çarelere de bakmak
                                     dilinde zamlar, enflasyon, yatırım vb. iktisadi olgu   gerekir.  Eğitim  ve  öğretim  sorunlarına/meseleleri-
                                     ve kavramlar dolaşıyor. Bu normal karşılanması ge-  ne dair altmış yıl kadar önce Nurettin Topçu’nun
                                     reken bir durum çünkü uzun zamandır görülmemiş   söylediklerine bakınız sanki şimdilerde yazılmış gibi
                                     bir fiyat artışı, faiz, enflasyon heyûlası ile karşı karşı-  gelecektir. Daha başka alanlarda da çok örnekleri-
                                     yayız. Politik tarafların savunma ve eleştirme gelgit-  ne rastlayabileceğimiz ve köşede bıraktığımız nice
                                     lerinin; gündelik yorumların ötesinde, serinkanlı ve   doğru ve değerimiz var ama ne yazık ki yararlana-
                                     sağduyulu yaklaşım ve düşüncelere, yol arayışlarına   mıyoruz. Çünkü geniş yürekli ve geniş açılı deği-
                                     ihtiyacımız var. Politik karşıtlık alanlarının, mese-  liz. Söze değil, söyleyene bakıyor; kamp taraf vb.
                                     leye bakıştaki temel zihniyet hataları ve “evrensel   saplantılarla yargılayıp hüküm veriyor, tecrübeden
                                     yalan”ların karanlık bulutlarından kafamızı çıkara-  ve getirdiği doğrulardan mahrum kalıyoruz. Oysa,
                                     mıyoruz. Hal böyle olunca da ne doğru teşhis, ne   hakikat her ağızdan çıkabilir. Ne ki; popüler, güncel
                                     de çare ve çözüm çıkıyor bunca laf kalabalığından.    ve düşünme yeteneğimizi harekete geçirmeyen kli-
                                                                                şelerle avunmayı seviyoruz. Her yeni kötü değildir
                                     Ortada bir sorun, önemli bir memleket sorunu var
                                     ise ki var, buna yaklaşım tarzı insan ve memleket   ama çoğu zaman Necip Fazıl’ın dediği gibi oluyor:
                                     sevgisinden,  rakipleri  alt  etme  değil,  sorunu  alt   Yeni çirkine mahkûm/ Eskisi güzellerin.
                                     etme çabasından kaynaklanmalıdır. Başlangıç nok-  Tecrübe “deneyim” olalı, tecrübeden faydalanmak
                                     tası politik hırs ve havanda su dövmek gibi bir abese   da bu türedi sözcüğün bulanıklığında kayboluyor.
                                     dayalı bunca sözden elbette olumlu sonuçlar çıkma-  Her ne kadar “Tarih tekerrürden ibarettir” dense
                                     yacaktır. İnsaf ve merhamet, hak ve adalet kaynak-  de Mehmed Âkif’in cevabı hâlâ geçerliğini koru-
                                     lı bir vicdan sızısı ile yola çıkılmış olsa, elbette her   yor: ‘Tarih’i ‘tekerrür’ diye tarif ediyorlar;/ Hiç ibret
                                     soruna bir çare bulunabilecektir. Fert ve milletlerin   alınsaydı, tekerrür mü ederdi?..” İbret ve ders almak
                                     tarihlerinde nice krizler, zorluklar yaşanmış ve yaşa-  kabiliyetimizi kaybetmeyip bu günümüze ışık tuta-
                                     nacaktır. Bütün bunları aşmak için gereken maddi   cak doğruları alsaydık kuvvetle muhtemel yaraları-
                                     ve manevi araçlar her zaman insan ve millet şahsi-  mıza merhem olurdu.
                                     yetinde mevcuttur. Yeter ki doğruyu, iyiyi ve güzeli
                                                                                İktisadi sorunları başa alırsak tüm sorunlarda millet
                                     samimi duygularla arayabilelim.
                                                                                ve devlet müessesinin sağlamlığı ve ahenginin ana
                                     İktisadi sorunlarımız başta olmak üzere birçok te-  ihtiyaç olduğunu göreceğiz. İktisatla ahlâk ilişki-
                                     mel konuda yaşanılan tecrübeler hafızalarımızda,   sinin önemi üzerinde  durabilsek, sağlam ahlâkın
                                     yazılı ve sözlü kültürümüzde kayıtlıdır. Her sorun   sağlam iktisadi yapıyı oluşturacağını görebileceğiz.
                                     bir eskisinin genetiğini taşıdığı gibi çözüm düşün-  Bu noktada kırk yıl kadar önce merhum Aydın
   47   48   49   50   51   52   53   54   55   56   57