Page 54 - mart-nisan
P. 54
T
54 TİCARET VE HAYAT
“KARDEŞİM DEDİM / ACILARIMA DA KARDEŞ
OLUR MUSUN?”
Kahramanmaraş’lı merhum şair Cahit Zarifoğlu’nun başlık
yaptığımız dizelerine cevabımız “evet”se biz bu yaraların
hepsini sarar ve tarih içerisindeki yolculuğumuza daha güçlü
olarak devam ederiz.
MÜRSEL SÖNMEZ Altı Şubat İki bin yirmi üç, binlerce yıllık tarihimizin hamını alan insanımız yıkım ve mahvoluş girdabına
en acılı devrelerinden biri olarak ömür defterimize düşmedi: Bir olduk.
geçti. Yaşanılan büyük yıkım ve acılarla “Asrın Felâ- Üzerinde bulunduğumuz ve bin yıl kadardır vatan
keti”ni yaşadık. Kahramanmaraş merkezli başlayan kıldığımız bu topraklar üzerinde varlık ve hayatiyeti-
ve On bir vilayetimizi ağır bir şekilde etkileyen dep- mizin bekası adına oluşturduğumuz her şeyi yeniden
rem, henüz kanı akmakta olan bir damar gibi duru- keşfettik. Devlet ve milletin elindeki imkanlar öyle
yor önümüzde. Ne yana dönsek bir hüzün bulutu, bir harekete geçti ki, bu bize ne kadar yol aldığımızı
ne yana dönsek acılı yüzler. Ekranlar, gazeteler, dep- gösterdi. Yollar araçlarla kamyonlarla dolduğu gibi
rem mahalline gidip gelenlerin hepsinde aynı kara cömert ve şefkatli eller aynî ve nakdî yardımlarla
haber. Üzülüyoruz çünkü insanız, üzülüyoruz çünkü yetiştiler yıkımın ve açlığın kol gezdiği illerimize.
bir milletiz, üzülüyoruz çünkü bir devletiz, üzülüyo- Uçaklardan iş makinelerine, battaniyelerden kon-
ruz çünkü vicdan ve merhametimiz var, üzülüyoruz teynerlere ve çadırlara kadar üretip sahip olmayı
çünkü vatandaşlıktan da öte bir kardeşliğimiz var. El başardığımız tüm varlıklarımızın seferber olmalarını
ele gönül gönüle verdik, çeşitli nedenlerle aramızda izledik. Güvenlik güçlerinden sivil toplum kuru-
oluşan buzlar eridi. Hâsılı insan olmanın, millet ol- luşlarına, her biri bir yetenekle donanmış gençlere
manın hakkını verdik: Diri olduk. kadar insan gücümüz maddi güçlerle mahrumiyete
Deprem haberinin yayılmasıyla birlikte bütün bir karşı direnişe geçti. Taş kömürü işçisinden itfaiye-
memleket ahalisinin yara sarmak için gerçekten de cisine, izcisinden olayın ihtisasını yapmış yetişmiş
“cansiperâne” bir gayret içinde oluşunu yaşadık. Bu, insan gücüne teknolojik donanımlar sunabildik ve
hâlâ bir olduğumuzun göstergesiydi. Elimizde avu- kurtarma başarılarına tanık olduk. Her alandaki
cumuzda ne varsa vermeye, yapabileceğimiz hangi üretim kapasitemiz harekete geçti. Battaniye, ısıtı-
iş varsa onu yapmaya çabaladık. Gençlerimiz enkaz cı, gıda ve temizlik malzemeleri vb. üretimlerimiz
kaldırmaya, yaşlılarımız duaya, sivil ve devlet ku- “var”dı ve ulaştırabildik. Hemen kalıcı konutlar yap-
rumlarımız olay mahallinde gerekeni en acil ve etkin ma planları oluşturduk. Bunu yapabilecek güce sa-
bir biçimde yapmaya koyuldular. Malı olan malı- hiptik çünkü. İnsan gücümüz, maddi varlıklarımız,
nı koydu ortaya, eli yeten elini koydu taşın altına. bugüne kadar oluşturabildiğimiz üretim mekaniz-
Olandan da verildi, olmayandan da. Borç alıp dep- malarımız harekete geçti ve biz hacmimizin ne kadar
büyük olduğunu gördük. Normal zamanlardaki iş
rem bölgesine göndereninden, giysisini yardım kam-
yonuna yükleyenine, bir tek ineğini bağışlayanından ve uğraşların, emek ve üretimlerin ne kadar kıymetli
ördüğü kazağı gönderenine kadar bir milletin soylu olduğunu anladık. Varlığımız mücadelede kendini
sınadı: İri olduk.
dayanışmasına gördük. Şairin “Akrebin kıskacında
yoğurmuş bizi kader” dediği gibi, tarihin nice zor Yukarıdan aşağıya kadar üzerimize bulaşmış ih-
geçitlerinden geçmiş olmanın tecrübesiyle oluşan malkârlığı, lakaytlığı, çıkar amaçlı yanlış işleri yok
metaneti gördük. Kimse ne memleketin batacağını, mu sayıyoruz. Hayır. Sefil bir fare gibi deprem alan-
ne devletin zora düşeceğini aklından bile geçirmedi. larına hırsızlık yapan, talan peşinde koşanların varlı-
Tarihsel tecrübelerden kendine ve milletine güven il- ğından da haberdarız. “Kurt dumanlık havayı sever”