Page 57 - Sayı-64 Temmuz - Ağustos 2023
P. 57
TEMMUZ-AĞUSTOS 57
başlayan ihtişamlı bir gezegen gibi kabul edip tebrik-
le karşıladıklarını kaydederek, “Sair vatandaşlarımız
dahi aralarında böyle bir tercüme heyetinin teşkili
tasavvurunu bihakkın gösteriyorlar” diye yazıyordu.
HEDEF: SADE DİL, UMUMUN İSTİFADESİ
Tercüme Odaları, kendisine aşamalı hedefler koy-
muştu. Sırasıyla tercüme edilecek eserlerin yanı sıra
dergi yazılarıyla da eksiklerin tamamlanmasına çalı-
şılacaktı. Başlıca tercüme konuları ise ziraat, sanayi
ve ticaret olmakla birlikte diğer bilimlerden ve işler-
den de bahsedilecekti.
Dergi yönetiminin en ziyade önem verdiği konu
ise ele alınan her bahsin “maruf” bir ifadeyle beyan
edilmesiydi. Yani herkes tarafından anlaşılan bir üs-
lup kullanılacağı, “...[Dergide] Nev’-i mevzuunun
göstereceği lüzuma göre ifademizi büsbütün sadeleş-
tirmeğe gayret ederek içerdiği konuları dahi o nok-
taya yani umumi istifadenin elde edilmesi noktasına
2
göre seçecektir” sözleriyle vurgulanıyordu.
Tercüme Odaları aynı isimle bir dergi yayınlayarak ziraat ve
BUGÜNÜN TARIM VE TİCARET LİTERATÜRÜ O GÜN OLUŞTU: sanayi literatürü oluşturdu.
“DAMARLAR ULAŞIM YOLLARI, AKAN KAN DA TİCARİ surette cereyanıyla – yani ticaret ile geleceğini temin
ÜRÜNLERDİR” eder, ticaret sayesinde yaşar, ticaret sayesinde kuvvet
kazanır denilse uygundur.”
Tercüme Odalarının ne kadar doğru bir proje ol-
duğu, adına yayınlanan derginin içeriğinden anla-
şılıyordu. Sözgelimi derginin ilk sayısından itibaren “ÜÇ KITANIN KESİŞTİĞİ ÜLKEYİZ”
“Ticaret” başlığı altında, 138 yıl önce kaleme alınan Mustafa Sami’nin en önemli tespiti, Türkiye’nin ti-
yazıda kullanılan tespitler, günümüzde de hem poli- caret denilen “bu sanat-ı muhimmenin hüsn-i icra-
tikacılar, hem bilim adamları tarafından değişikliğe sına” her yerden daha uygun olduğunun altını çizip
uğratılmadan kullanılıyor. yine hâlâ geçerli olan şu benzetmeyi yapmasıdır:
Mustafa Sami’nin kalem aldığı makale, “Ticaretin “Avrupa, Asya, Afrika kıtaları gibi yeri [jeostratejik
ne kadar faydalı ve ne kadar mühim bir sanat oldu- konumu] ilerleme derecelerinin en âli mertebesine
ğu gerek tarihi vakalar ve gerek günümüz olaylarıyla ulaşmış ve dünyanın nazar-ı ehemmiyetine hedef
halkın nazarında o mertebe tahakkuk etmiştir ki bu olmuş, yeri bir zaman mehd-i terakki [gelişmenin
konuda tafsilat ve izahata girişmek malumu ilam ka- kaynağı] olmak ve şaşa-i ikbaliyle tarik-i feyz ve te-
bilinden olduğu için abes görülür” cümlesiyle başlı- rakkiyi herkese her şeyden evvel o göstermek cihe- “Bir memleket,
yor ve sonra da dünyayı insan vücuduna, damarları tiyle alemin nazar-ı hürmetini kazanmaktan başka bir millet [...]
ticaret yollarına, damarlarda dolaşan kanı da toprak Hindistan gibi bir hazine-i servete malik bulun- ticaret ile
mahsulleri ve sanayi ürünlerine benzetiyordu: muş[tur].” geleceğini temin
“Kürreiarz bir hayat sahibi vücut farz olunsa o vü- Sami, Osmanlı’nın üç kıtanın merkezi olduğuna işa- eder, ticaret
cudun damarları ticaret yolları ve ulaşım vasıtaları ret etmek istiyor ve bu arzusunu da “… üç iklimin sayesinde
olup hayat kaynağı olan kanı dahi mahsulat-ı arziye merkez-i ittihadında kaim [birleşme noktasında bu-
ve mamulat-ı sınaiyedir. lunan] ve en mühim cihetlerine hakim bulunuyo- yaşar, ticaret
Bir vücut kan ile idame-i hayat edebildiği gibi bir ruz. Böyle bir mevki, güzel kullanılması halinde ti- sayesinde kuvvet
memleket bir millet de anılan toprak ve sanayi ürün- carette bir mamure-i medeniyet, bir firdevs-i abâd-ı kazanır denilse
lerinin damarlar mesabesinde olan yollarda daimi saadet olacağında şüphe edilir mi?” uygundur.”