Page 61 - Sayı 56 Mart-Nisan
P. 61
MART-NİSAN 59
karşılığını geri almak üzere aşılama kampanyasını Cemil Efendi
fonlayacak, üretim başlayınca da açtığı krediyi tak- bölge bölge
sitler halinde geri almaya başlayacaktı.
yabani zeytin
Yabani zeytin ağaçlarının tahrip edilmesini önlemek ağaçlarının
için de bir kontrol teşkilatı kurulacak, bu teşkilatta bulunduğu
vazife alan görevlilerin maaşları kuralları ihlal eden mekanları
ahaliye kesilecek nakdi cezalarla karşılanacaktı.
yazarak, bu
Aslında Cemil Efendi, hayatın içinden gelen, uy- ağaçlık alanların
gulanabilir parçalardan oluşan dört başı mamur bir oraya yakın
sistem geliştirip bunu layiha olarak sunmuştu. Hü-
kümete hazır raporu okuyup uygulamak kalmıştı. köylüler arasında
adil bir şekilde
Zeytin Layihası’nda yer alan ikinci unsur ise zeytin paylaştırılmasını
ağaçlarının ahali arasında taksim edilmesiydi. Tabir
yerindeyse toprak reformu gibi zeytin ağacı refor- öneriyordu.
mu öneriliyordu. Cemil Efendi bölge bölge yabani
zeytin ağaçlarının bulunduğu mekanları yazarak,
bu ağaçlık alanların oraya yakın köylüler arasında
adil bir şekilde paylaştırılmasını öneriyordu. Cemil
Efendi, halktan biri olarak yabani zeytinlikleri köy-
lüyü kalkındıracak projeye dönüştürmüştü.
Anlaşılan o ki, Cemil Efendi’nin raporu, İstan- Zeytin Yağı Ticareti başlıklı yazı
bul Ticaret Odası’nın da gerekli desteği verme-
sine rağmen verimli bir şekilde uygulanmamıştı. da hususiyle İzmir, Midilli, Edremit, Ayvalık, Sa-
Türkiye’nin zeytincilikte güçlü bir aktör olmasını kız ve Mudanya gibi zeytin yağı mahsulüyle meşhur
sağlamayı, var olan zeytin ağaçlarını aşılama sure- olmuş yerlerdeki ziraat ve ticaret erbabı iyice yarar-
tiyle verimli hale getirmeyi amaçlayan layiha, Bab-ı lanmışlardı.”
Âli’nin tozlu raflarında yerini almış olmalıydı.
İHRACAT TİCARETİNİN RUHU, KABIDIR (AMBALAJIDIR)
ZEYTİN YAĞINDA HEDEF AVRUPA PAZARI OLMALI Ne yazık ki, İzmir’de 8 kuruşu aşan fiyatlar düşme-
Bu gelişmeye rağmen 20. Yüzyıla girerken, zeytin ye başlamıştı. Bunun en önemli sebepleri arasında
yağı üretiminin ve kalitesinin yükseltilip ihracatının “çiftçiler ile yağcıların ve tüccarların tedbirsizliği”
artırılması yönündeki gayretler hız kesmedi. Hedef, bulunuyordu. Fiyatların düşmesindeki birinci se-
Avrupa piyasalarına girip benzer yabancı ürünlerle bep, yeni yıl mahsulünün İspanya gibi ülkelerde
rekabet etmekti. Ancak bunun için yapılması gere- yüksek olmasıyla siparişlerin bu gibi ülkelere kay-
kenler vardı. 1900’lerin başında Avrupa’da İspanya, masıydı. Ama mühim bir sebep daha vardı ve “Zey-
Fransa, İtalya ve Yunanistan zeytin yağı imal edip tin Yağı Ticareti” başlıklı haberde bu konu şu şekil-
yurt içi tüketimi karşılıyorlar; iklim ve arazisi zey- de dile getiriliyordu:
tinlikler yetiştirilmesine müsait olmayan ülkelere de
çok miktarda zeytin yağı ihraç ediyorlardı. Bu ülke- “Defaatle beyan olunduğu veçhile ihracatla meşgul
ler arasında “yalnız Fransa ile İspanya’da senelik 600 olan tüccarımızdan bazıları emtianın sevk ve ihra-
bin ton zeytin yağı üretimi” yapılıyordu. 1906 yı- cında lakaydane hareket edip ne kaplara lüzumu
lında zeytin yağı üretimi, bu ülkelerde düşük olunca derecesinde itina göstermekte ve ne de sevkiyat hu-
İngiltere, Almanya, Avusturya, Amerika ve Kanada susunda en iyi usulleri tatbike gayret etmektedirler.
gibi zeytin yağını hariçten tedarik eden ülkeler ile Fakat tüccarımızın ehemmiyet vermek istemedik-
hatta Fransa Osmanlı İmparatorluğu’ndan zeytin leri bu mesele ihracat ticaretinin adeta ruhu me-
yağı satın alma yoluna gittiler. Bu talep Türkiye’de sabesinde olup buna itina ve dikkat göstermemek;
zeytin yağı ticaret ve ihracatını genişletmesinin toprak mahsullerimizden en ziyade rağbet ve şöhret
yanı sıra “fiyatlar hayli terakki eylemiş ve bundan kazanmış olanların ticaretini bile haleldar eder.