Page 59 - Sayı 56 Mart-Nisan
P. 59
MART-NİSAN 57
çekerek, bölgenin her köşesinden kendiliğinden 19. yüzyılın
binlerce yıldır zeytin ağacının zaten var olduğunu is- sonunda devletin
patlıyor. Bu da bize gösteriyor ki, bu konu hakkında bir zeytin
sadece bugün Ukrayna-Rusya Savaşı sebebiyle düşü- politikası olması,
nen kişiler yoktu. 19. yüzyılın sonunda devletin bir
zeytin politikası olması, halkı zeytin yetiştiriciliğine halkı zeytin
alıştırması gerektiğine inanan ve bu amaçla raporlar yetiştiriciliğine
hazırlayan kişiler de vardı. Bunlardan biri de An- alıştırması
talya ahalisinden Mahmud Ağazade Cemil Efendi gerektiğine
idi. Cemil Efendi, büyük bir sorumluluk anlayışıy- inanan ve bu
la Konya Vilayeti dahilinde bulunan ve o zamanki amaçla raporlar
adıyla Teke Sancağı olan Antalya bölgesinde zeytin hazırlayan
ağacı ziraatının gelişimi üzerine ciddi bir çalışma yü- kişiler de vardı.
rütüp bunu rapor haline getirmişti. Sonra da raporu
Hükümete sunmuş, bununla yetinmeyip dönemin Bunlardan biri
etkin yayın organı İstanbul Ticaret Odası Mecmuası de Antalya
vasıtasıyla kamuoyuyla paylaşmıştı. ahalisinden
Mahmud
ANTALYA’DA 8-10 MİLYON YABANİ ZEYTİN AĞACI VARDI Ağazade Cemil
Ona göre Antalya Sancağının birçok bölgesine da- Efendi idi.
ğılmış halde tam 8-10 milyon yabani zeytin ağacı
bulunuyor, ancak hiçbir yetkili bu ağaçlardan zey- Anadolu Zeytin Ağaçları başlıklı yazı
tin mahsulü almayı hatırına getirmiyordu. Cemil ediyordu. Gazetede yer alan haber, bu konuyu şöyle
Efendi’nin hayret ettiği nokta şuydu: Nasıl böl- aktarıyordu:
ge halkı böylesine kolay bir gelir kaynağını ihmal
ederdi. Diyelim ki ihmal etti, nasıl bunu kayıtsızlık “İşlenebilecek yabani zeytin ağaçlarının adedi 5 mil-
derecesine vardırarak, en basit ihtiyacını karşılamak yondan ibaret farz olunsa bile Cemil Efendi 10 sene
için yabani zeytin ağaçlarının binlercesini keserdi? müddet dikkatle ziraat olunduğu halde beher ağaç-
tan 50 kıyye (1 kıyye: 1282 gr.) mahsul alınmak
Cemil Efendi’nin ileri sürdüğüne göre Antalya aha-
lisi, Osmanlı İmparatorluğunun bazı vilayetlerinde hesabıyla Sancağın yıllık zeytin mahsulünün 250
günden güne artan kömür ve odun ihracatı ticare- milyon kıyyeye ulaşacağını tahmin ediyor. Mahalli
tüketim için lazım olan zeytin ve zeytin yağı senevî
tinin ihtiyacını karşılamak için son günlerde birçok
zeytin ağacını kesmeye başlamıştı. Üstelik “ağaçla- 15 bin kıyye zeytine ve tahminen 100 bin kıyye zey-
rın taze sürgünlerini yemekte olan develer ile diğer tin yağına ulaşmış olup bu miktar Yunanistan’dan
hayvanların verdikleri zararlar hesaba dahil” değildi. veyahut Girit’ten gelmektedir. Zeytin ağacı yetiştir-
Yine buradan Arabistan’a birçok metre uzunluğun- meye teşebbüs olunduğu halde ahali mahsullerini
da ve 15-20 santimetre çapında kütükler ihraç edi- mahallinde satmaktan emin olup bundan hesaba
liyordu. Ne yazık ki bu kütükler, zeytin ağaçları ke- katılmayan mahsul fazlası için kolaylıkla diğer ül-
silerek hazırlanıyordu. Cemil Efendi’nin dediği gibi kelerde çeşitli dış pazarlar (mehâric-i müteaddide)
ne yazık ki “Ahali ihraç olunacak kütüklerin adedini bulabilirler. Zeytin ağacı yetiştirilmesinin ilerlemesi
artırmak için yabani zeytin ağaçlarına bakmakta te- Sancak dahilinde sabunhaneler kurulmasına dahi
reddüt eylememişti.” sebep olup bu ise memleketin terakkiyât-ı ekono-
mikiyesine (ekonomik ilerlemelerine) yardım eder.”
5 MİLYON ZEYTİN AĞACI EKONOMİYE KAZANDIRILSA…
GEBİZ KÖYLÜLERİ ‘AŞILADI’, REFAHA ULAŞTI
Layihanın yazarı, gerçekten üzüntü verici bu du-
ruma Hükümetin dikkatini çektikten sonra, Teke Raporda zeytin ağacının nasıl yetiştirileceği ve böy-
(Antalya) Sancağı’nda zeytin ağaçlarının muhafaza lece hazineye ilave gelir sağlayacağı ısrarla dile geti-
ve ziraatından elde edilecek sayısız faydalara işaret riliyordu. Peki bu nasıl mümkün olacaktı?