Page 54 - ISTIB Dergi Mayıs - Haziran 2023 Sayı 14
P. 54
T
54 TİCARET VE HAYAT
SÂKİN OLMAK, GALİP OLMAK
Topyekun bir sükûnet mümkün değilse de toplumun önünde
duran ya da yürüyenlerin sâkin olmaları ve bizi bu sükûnetten
faydalandırmaları gerekir. Ne kadar bir sükûnet alanımız
olursa o kadar aklıselim düşünme şansımız olacaktır.
MÜRSEL SÖNMEZ “Sâkin” kelimesinin anlamlarından biri de “heyecan, dan olan acelecilikle ilgili atasözlerimiz bile kâr et-
öfke ve telâşa kapılmayan, heyecan belirtisi göster- mez. Oysa ne güzel söylemişler eskiler: “Tîz-i reftâr
meyen” dir. Yaşadığımız hız çağında sâkin olmaya ve olanın pâyine dâmen dolanır/Erişir menzil-i maksû-
sükûnete çok ihtiyacımız var. İletişim araçlarının ha- da âheste giden. Üstelik merhum Barış Manço tara-
yatımızın her anını hallaç pamuğuna çevirmesiyle, fından şarkı da yapılmış olan bu beyit belli ki pek et-
çevremizde olan biteni gerçek ve doğru olarak algı- kilemiyor bizleri. Evet, “yavaş yavaş sâkince ve âheste
layamıyoruz. Bununla beraber, gerçeklik algımız da olarak varacağı yere giden amacına ulaşır, acelecilik
eriyip gidiyor. Ne korkularımız korku, ne sevinçleri- edenin ise ayağına eteği dolaşır.”
miz sevinç, ne hüzünlerimiz hüzün olabiliyor. Ha- Peki, güzel tarafı yok mu bu heyecanlılığımızın, co-
yatın tat ve anlamını yitirdiğimiz gibi hayatın ana şumculuğumuzun? Elbette var. Hayatın katı zor ve
damarını da elimizden kaçırıyoruz. Çünkü, bireysel dayanılmaz noktalarını aşmada ve gerçekliğin sıkış-
Taraftarlıkları- hayatımızda da toplumsal hayatımızda da sükûne-
mızı aşırı ti yitirdiğimiz zaman, işler karmakarışık ve içinden tırdığı zamanlarda bir “ıskalama” olarak ve böylelik-
le badire atlatmak için tabii ki işe yarar. Zor süreci
yaşadığımız için çıkılmaz bir hal alıyor. Doğru bir biçimde görme- geçene kadar gerçekliği yadsımak aklı bir koruma
söze değil, sese diğiniz, anlamadığınız bir sorun, bir iş için doğru altına alır ve böylece travmanın etkisi azaltılmış
bakıyor, sert ve kararlar elbette alınamaz. olur. Bazen de yiğitliğe hatta kahramanlığa yol açar.
aşırı yargılara Bizim gibi ekseri ruh hali heyecanlarla ve duygu- Asrın felaketinde yaşanılan yüksek heyecan ve onu
neredeyse sal rüzgarlarla malül bir milletin sakin olabilme ya destekleyen yardımlaşma ve merhamet duygumuzu
eyleme geçmesinde heyecanlarımız ve evet acelecili-
bayılıyoruz. da kalabilmesinin zorluğu ortada. Karşılaştığımız ğimiz lokomotif işlevi görmüştür. Milli meselelerde
her meseleyi yüksek heyecanlarla abarttığımız bir
Oysa hayatın tek gerçek. Pire için yorgan yakmak da bizde, şeytana takındığımız heyecanın da yüksek bir değeri vardır.
alanı politik alan kızıp oruç bozmak da. Sevdik mi ifrat sever, kızdık O zaman, her duygu ve mizaç özelliğinin yerinde ve
değil. Bireysel mı aşırılık tanımayız. Bir de “tutmak” var. Tuttuğu- kararında olduğu zaman güzel ve faydalı olduğu so-
hayatımız, iş muzu yere göğe sığdıramazken, tutmadığımızı ya da nucu ortaya çıkar. İşte biz tam da bu noktada kanta-
rın topuzunu kaçırıyoruz. Sorun duyguda duyarlıkta
hayatımız, gözümüzün tutmadığını yerin dibine gömmek ko- değil, onun dozajını iyi ayarlayamamakta. Tam da
aile hayatımız nusunda pek mâhirizdir. Tercih etmekten, değerlen- bunun için sâkin olmayı, sükûnet içinde bulunmayı
dirmekten, inceleyip irdelemekten hoşlanmayız ama
vs. birçok “tutmak”ta üstümüze yoktur. Bu tutumlar bizi hep anımsamamız gerekiyor. Öyle olsun ki taşlar yerine
sorumluluk toptancı bir yaklaşıma götürür. “Ya benimsin ya top- otursun.
alanımız var rağın” ya da “ya sev, ya terket” iki kutbundan başka Güncel durumumuz da sâkin olmanın değerini bize
ve biz bunları bir çözüm yolu aramayız. Bu tam olarak zorumuza anımsatıyor. Yaşadığımız seçim sürecinde buna çok
aksatma, gider, çünkü, ne hikmetse her zaman makul bir ace- ihtiyacımız var. Taraftarlıklarımızı aşırı yaşadığımız
akamete lemiz vardır. İşin içinden çıkamayınca, olduğu ka- için söze değil, sese bakıyor, sert ve aşırı yargılara
darı da kaybolan sükûnetimiz bize dosyasında hazır neredeyse bayılıyoruz. Oysa hayatın tek alanı poli-
uğratma hakkına bekleyen bir çözüm sunar. Çoğunlukla bu “çözüm” tik alan değil. Bireysel hayatımız, iş hayatımız, aile
sahip değiliz. bir düğüm olarak gerçekleşir. Sâkinliğin karşıtların- hayatımız vs. birçok sorumluluk alanımız var ve biz