Page 51 - borsaaktuel-69
P. 51

MAYIS-HAZİRAN 51




                                                                                                 “[Ey çiftçi],
                                                                                                 hükümet kendisi
                                                                                                 de yaşamak

                                                                                                 isteyecek
                                                                                                 ve kendi
                                                                                                 yaşayabilmek
                                                                                                 için de seni
                                                                                                 yaşatacak.”








            hizmeti nedir; bir kök ne kadar derine gider ve top-  “Babadan kalan kara sabanı bırak, zamanına uy”
            raktan ne alır; sonra; yabani ve muzır otların topra-  Fakat sen de göreneği bırakmalısın, babadan, de-
            ğına verdiği zararları da burada göreceksin. Ziraatın   deden kalan şu kara sabanları bırakıp biraz da yeni
            bir tarifi de “tarladan iyi ve çok hasılat alabilmek için
            muzır ve yabani otları mahvetmek”tir.      aletlere heves etmelisin: Zira her asrın adamı olduğu
                                                       gibi her zamanın da bir tarz-ı ziraatı, bir usulü var-
            Sen kendi vazifeni bil, tarlanı sür ve işle, tav bulur bul-  dır. Kuru taklitten bir şey çıkaramıyorsun, biraz da
            maz nadas yap, nadasta ve herekte [kazıkta] daha de-  zamanına uy. Cenab-ı Hakk’ın dediği gibi:
            rin git, tohum atacağın vakit danelerin pek çok derine
            düşmemesine bak, sonra tarlanın üzerinden tırmık ve   “Onlar gelip geçmiş bir ümmettir. Onların kazan-
            sürgü çekmeği unutma, ilkbaharda da ekinlerin üze-  dıkları kendilerinin, sizin kazandıklarınız sizindir. Siz
            rinden bir daha tırmık geçirecek olursan bunun da pek   onların yaptıklarından sorumlu tutulacak değilsiniz.”
            çok faydası olacağını bil, hasılı bu ara toprakları daima   Sure-i Bakara, 134’üncü Ayet
            sür, karıştır, aktar ve daima mesut olmaya bak…
                                                       “Onlar bir kavim idiler, geçip gittiler, onarın kazan-
            “En çok kazananlar, fen ve sanatın buluşların-  dıkları onların, sizin kazandığınız sizin.”
            dan istifade edenlerdir”
                                                       Sen de zamanının mukteziyatına [gereklerine] tabi
            Fakat sen görebilirsin ki toprakların kuvveti seneden   ol: Tohumlarını toprağa atmadan evvel, sürme has-
            seneye düşüyor ve hasılatın miktarı daima azalıyor,   talığına karşı onları göz taşı mahluli [eriyiği] ile yıka,
            buna da bir çare bulmak lazım gelir. Halbuki şimdiye
            kadar yüz binlerce adamları bileyen, onları her nimet   tohumları “tiryur”dan geçir ve temizle. Demir tır-
            ve saadete mazhar eden yine bu kara topraklar idi.   mıklardan al ve kullan. Çapa makinelerinden, pul-
            Yalnız onların ihtiyaçları senden daha mahdut oldu-  luklardan pek çok istifade edeceğini bil. Ve herhangi
            ğu için azaldılar. Bununla yaşayabildiler. Fakat bugün   işte olursa olsun nazarını daima ileriye doğru tevec-
            eski zaman değildir; insanların ihtiyacı çoğaldığı gibi   cüh et. Ne arkana bak, ne de önüne…
            mesut olmak ve daha iyi yaşamak emeli de artmıştır.   Mazi geçmişlere aittir. Ne kadar çalışmış olsan geriye
            Onun için toprağın hal-i tabiiyette verdiği nimetlerle   dönemezsin; zira iyi kötü yol tutmuş ve bu yolda az
            kanaat edemiyorlar. Yolunu bilen, tabiatın kuvvetle-  çok yürümüşsün. Sen daima gelecek zamanı düşün,
            rinden, fen ve sanatın ihtiraatından [buluşlarından]   çünkü ancak bu zamanda yaşayacaksın… Onun için
            istifade eden adamlar daha ziyade kazanıyorlar; ne ha-  tarlanı sür, tohumunu ayıkla, âtini düşünen ve senin
            vanın ıtradsızlığından korkuyorlar, ne de yağmurların   iyiliğini isteyen, toprağının feyzini artırmaya çalışan,
            vereceği zararlardan ürküyorlar; zira aklın şanı tabiata   seni daima saadetten saadete götürmek emelini bes-
            galebe etmektir, kuraklığa karşı çareler aranıyor, ne-  leyen, hülasa sana bu kitabı veren cemiyeti unutma,
            batatın hastalıklarına karşı ilaçlar keşfediliyor, makul
            ve fenni bir usul-ı ziraat ile “En az bir masrafla ve en   onu düşün ve ona doğru koş; zira seni saadete götü-
            az bir yerden en çok hasılat almak” usulü bulunuyor   recek en kısa ve en doğru yol budur.
            ve insanlar da bu sayede mesut oluyorlar…  10 Temmuz 1326 [23 Temmuz 1910]”
   46   47   48   49   50   51   52   53   54   55   56