Page 57 - Sayı-65 Eylül - Ekim 2023
P. 57

EYLÜL-EKİM 57




                                                                                                 “Yedikule ve
                                                                                                 Halep nevileri iyi
                                                                                                 marullardır.”











                              Soğan                                    Marul salatası

            “Yapraklarını hayvanlar iştiha ile yerler. Kökler zi-  dikule surları civarında yetişen Yedikule maruluydu:
            yadan [ışıktan] ari ve kurak yerlerde uzun müddet   “162- Marul – Müteaddit cinsleri vardır. Bir senelik
            dayanır. On dönümde 25-30 bin kilo hasılat alınabi-  bir  ottur. Senenin  dört  mevsiminde  yetiştirilebilir.
            lir. Havuç kökleri beygirleri ve süt ineklerine verilir.
            Havuçla beslenen ineklerin sütleri yağlı olur.”  Fidede büyüyen fidanları yerlerine dikilir. Toprağı
                                                       gübrelemek lazımdır. Soğuk iklimlerde turfanda ye-
            “SOĞANI DAİMA AYNI TARLAYA DİKMEMELİDİR”   tiştirmek için marulların üzerlerini fanuslarla kapar-
                                                       lar. Yedikule ve Halep nevileri iyi marullardır.
            Günümüzde satış fiyatında yaşanan aşırı dalgalanma
            sebebiyle sıklıkla gündeme gelen “Soğan”, Hüseyin   Salata da marula benzer ve bu tarzda ekilir.”
            Kazım’ın 1913 tarihli Ziraat Albümü’nde 155’inci
            alt başlık olarak yerini almıştı:          “AYŞE KADIN, 100 YIL ÖNCE DE ‘AYŞE KADIN’DI”
            “155- Soğan – Yaş yenmek ve kurutmak için ekilir.  Albüm’de 164’üncü alt başlık fasulyeye ayrılmıştı.
            Tohumdan yetiştirilen “arpacık” soğanları ertesi sene  Sebze bölümünün şah bitkisi fasulye söz konusu
            toprakta büyür ve baş verir; tohum yapan sürgün-  olunca İstanbul bostanlarının  tartışmasız kraliçesi
            de bu ikinci sene zarfında kemale erer. Sarı ve beyaz,   olan Ayşe Kadın’dan bahsetmek olmazdı. Hüseyin
            toparlak ve sivri olmak üzere soğanın müteaddit ne-  Kazım da fasulyeyi anlatırken, tadı dillere destan
            vileri vardır. Soğan tohumları ağustosta ekilir ve top-  Ayşe Kadın’a değinmeden geçememişti:
            rak da gübrelenir. Baş bağlayan soğanların aralarında
            8,10 santimetre mesafe bırakılır. Kemale eren soğan-
            ların yaprakları kurur, o zaman bunları çıkarır ve gü-
            neşte kuruduktan sonra rutubetsiz bir yerde saklarlar.

            Arpacık soğanları ilk baharda ekilir, baş bağlayan
            soğanlar o senenin ağustos veya eylülünde kemale                                     “[Fasulyenin]
            erer ve topraktan çıkarıldıktan sonra kurumak üzere                                  İstanbul
            bir müddet tarlada bırakılır. Bazı yerlerde soğanları
            yapraklardan bağlar ve dizi halinde saklarlar.                                       bostanlarında
                                                                                                 Ayşe Kadın, çalı,
            Soğan kömür hastalığına musab olur [yakalanır]. Bu-
            nun için soğanı daima aynı tarlaya dikmemelidir.”                                    yer ve barbunya
                                                                                                 denilen nevileri
            YEDİKULE MARULU                                                                      ekilir. Bostanlar

            Hüseyin Kazım, sebzeler hakkında bilgi verirken,                                     da fasulyeleri
            Türkiye ve İstanbul ile ilgili malumatları da aktarır.                               ocaklara diker
            Bu nedenle albüm, biraz satır arasına kaçsa da yerli                                 ve bütün yaz bol
            ziraat hakkında bilgi edinmeye vesile oluyordu. Söz                                  su verirler. Erken
            gelimi İstanbul’un sebze ihtiyacını karşılayan ve sur
            diplerindeki bostanlarda yetiştirilen marullar, kendi-                               ve geç yetişen
            ne has bir cins bile oluşturmuştu. Bunun adı da Ye-        Çalı fasulyesi            nevileri vardır.”
   52   53   54   55   56   57   58   59   60   61   62